9 Ocak 2010 Cumartesi

HARİKA KİTAPLAR

SİZE HARİKA BİR DİZİ TAVSİYE EDECEĞİM.(KİTAP DİZİSİ YANİ SERİSİ)PERCY JACKSON VE OLİMPOSLULAR.BİRİNCİ KİTAPTAN BEŞ E KADAR OKUYUN.MUHTEŞEM.

İKİNCİ ÖNERİM İSE NTV NİN MİTOLOJİ KİTABI.YUNAN,MISIR,HİNT,ROMA,VİKİNG,KELT,ÇİN,JAPON,AMERİKAN,AFRİKA,AVUSTRALYA VE OKYANUSYA MİTOLOJİLERİNİ ANLATACAK.TAMI TAMINA 479 SAYFA OLAN KİTAP SİZE BÜYÜK BİR ZEVK VERECEK!!!

ÖZÜR DİLERİM

EN ÖNEMLİ TANRILARDAN BİRİNİ UNUTTUĞUM İİN ÖZÜR DİLERİM.ŞİMDİ ARES İ TANITACAĞIM.
Yunan mitolojisindeki benzer isimli çok sayıdaki öykülerden biri Ares'in oğluna ilişkindir. Olympos'taki rezaletin ardından Ares Trakya'da da boş durmaz ve barbar Trakyalılar'ı Amazonlar'a karşı kışkırtır. Çıkan savaştan zevk alarak önüne geleni öldürürken kendisi adına kafataslarından bir piramit inşa eden oğlu Kyknos'un ölüm haberi gelir. Kyknos, piramiti tamamlamak üzeredir. Zirvede tek bir kafatası için boş yer kalmıştır. Teselya kralının kafasıyla zirveyi tamamlamayı düşünürken, Herkül'ün oradan geçtiğini görür. Çıkıp Herkül'e meydan okur ve Herkül onu öldürür. Bu haberi alır almaz savaş arabasına atlayan Ares, kendisini kafatasından tapınakla onurlandıran oğlunun intikamı için Herkül'ün üzerine saldırır. Yunan tanrıları içinde belki de en fazla utanç verici duruma düşen tanrıdır. Kimsenin sevmediği bu tanrı sık sık zor durumlara düşürülür. Bunların başında tunçtan bir küpe 13 ay boyunca hapsedilmesi gelmektedir. Günlerden bir gün Olympos tanrıları ziyafetteyken müthiş gürültülerle ayağa fırlarlar. Bir türlü Olympos tanrıları arasına kabul edilmeyen, bir ölümlüden doğan dev cüsseli Poseidon'un oğulları Othos ve Ephialtes tanrılara savaş açmışlar, gökyüzünü fırlattıkları dev kayalarla bombalamaya başlamışlardır. Üstelik, cüretkar yarıtanrı bu iki dev, sadece Olympos'a kabul edilmeye diğer tanrıları zorlamakla kalmayıp, en güzel tanrıçaları Athena ve Hera'yı da isterler. Hera ki Zeus'un karısıdır ! Zeus çok sinirlenerek bu işi halletmesi için Ares'i görevlendirir. Athena'nın alayları arasında savaş arabasına binen Ares, hışımla iki devin üstüne saldırır. Ancak, bir an tedbiri elden bırakır ve kalkanını indirir. Bu sırada devlerden birinin fırlattığı kaya Ares'i bayıltır. İki dev Ares'i tunçtan bir küpün içine kapatırlar. Ares'i diğer tanrılar hiç sevmeseler de iki güçlü tanrıçaya göz koyacak kadar yoldan çıkmış bu iki devin kazanmasını da istemezler. Tanrıların habercisi Hermes uzun aramalardan sonra 13 ay sonra ölmek üzereyken Ares'i bulur. Ares tekrar güneş ışığını gördüğünde Othos ve Ephialtes'in cezası çoktan verilmiştir. Ölüler diyarında yılanlar tarafından bir sütuna bağlanmışlardır. Yılanlar her defasında dayanılmaz acılar veren zehirlerini boşalttıkları ısırıklarla iki devi rahat bırakmazlar, omuzlarına tüneyen baykuşlar ise devamlı öterek beyinlerini tırmalarlar.

Ares'in Truva savaşına karışması da Olympos'un tanrılarının hiç sevmediği bir sonuç doğurmuştur, özellikle de Hera'nın. Ares, Truvanın yanında savaşa katılıp Yunanlıları öldürmeye başladığında eski bir defter yeniden açılır. Truva kralının çapkın oğlu Paris, üç güzeller yarışmasında Hera'yı değil Afrodit'i güzel seçmiştir. Truva savaşının nedenlerinden biri de zaten budur. Hera, doğrudan savaşa müdahil olmadan önce Zeus'un iznini ister. Zeus, karısının karışmasına izin vermez ama aynı yarışmanın diğer mağduru Athena'nın karışmasına izin verir. Athena'da Ares'ten en az Hera[ kadar nefret etmektedir. Savaşçılığıyla ünlü kahraman Diomodes'e destek vererek Ares'in üzerine saldırmasını sağlar. Ares, görmediği Athena'nın varlığnı anlamadığı bir şekilde elinden mızrağı düştüğünde farkeder. Bu fırsatı değerlendiren Diomodes Ares'i yaralamayı başarır ve Ares Truva savaş meydanından çekilmek zorunda kalır.

Tanrılar tanrısı Zeus'un pek de sevmediği tanrı Ares bir destanda şöyle geçmiştir:

Bulutları devşiren Zeus yan yan baktı, dedi ki; Böyle ağlayıp durma dizimin dibinde dönek. Olympos'ta oturan tanrılar arasında benim en tiksindiğim tanrısın sen !

Ares asıl ilgiyi İtalyanlarda, Merih adı altında Roma'da görür. Roma'nın kurucusu Romulus'un efsanevi babası olan Merih (Ares)Romalılar tarafından ataları olarak benimsenmiştir. İtalik yazı

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Ares" adresinden alındı.

CANAVAR MEDUSA NIN DOĞUŞU

POSEİDON BİR GÜN MEDUSA ADLI GÜZEL BİR GENÇ KIZIN PEŞİNE DÜŞEREK ONU ATHENA TAPINAKLARININ BİRİNDE KISTIRIR.SUNAKTAKİ TANRIÇA HEYKELİNİN ALTINDA YAKALADIĞI KIZA TECAVÜZ EDER.KENDİ TAPINAĞINDA YAŞANAN BU OLAYA ÖFKELENEN ATHENA HEMEN MEDUSA YI BAŞINDAN SAÇ YERİNE YILANLAR BULUNAN ÇİRKİN VE YEŞİL BİR GORGON A ÇEVİRİR.DAHA SONRA MEDUSA NIN BAKIŞIYLA KARŞILAŞAN HER İNSAN TAŞ KESİLİR VE BU DURUM PERSEUS MEDUSA YI ÖLDÜREN E KADAR SÜRER.

PANDORA NIN KUTUSU

PROMETHEUS UN ATEŞİ VEREREK İNSANLARI DAHA GÜÇLÜ KILMAYI ÇALIŞMASINA ÖFKELENEN ZEUS,ONDAN İNTİKAM ALMAYA KARAR VERİR.HEPHAİSTOS UN İNSANOĞLUNUN GÖRDÜĞÜ EN GÜZEL YARATIĞI YARATMAKLA GÖREVLENDİRİR VE TANRILAR MECLİSİNİ TOPLAYARAK HER BİRİNİN YENİ YARATIĞA ÖZEL BİR YETENEK VERMESİNİ İSTER.TANRILARIN VERDİĞİ ÖZEL GÜÇTEN DOLAYI ONA"HER ŞEY BAHŞEDİLMİŞ"ANLAMINDA PANDORA ADI VERİLİR.KADIN,ZEUS UN KAPALI BİR KUTUYA YADA SERAMİK BİR VAZOYA KOYDUĞU ÇEYİZLE DÜNYA YA GÖNDERİLİR.PROMETHEUS UN ERKEK KARDEŞİ EPİMETHEUS HERMES İN SUNDUĞU PANDORA YLA EVLENME TEKLİFİNİ APTALCA KABUL EDER.BİR GÜN PANDORA MERAK DÜRTÜSÜYLE ÇEYİZ KUTUSUNU AÇAR VE İSTEMEDEN İNSANLARIN ÜSTÜNE SALGINLARI SAÇAR.HEMEN KAPATTIĞI KUTUDA YANLIZ UMUT KALIR.

harika ilerleme!!!

ARKADAŞLAR UMDUĞUMUZDAN DA HIZLI GİDİYORUZ.ŞİMDİ SİZİNLE KİŞİLERİ DEĞİL RİVAYETLERİ TARTIŞACAĞIZ.BAZI KİŞİLERİN YANINDA RİVAYET DE VERDİM.BUNDAN SONRA ÖRNEK KİTAP YADA SEİ İSİMDE VERECEĞİM.

Herakles(herkül)12 görevi

12 Görev
Bu 12 görev şunlardır:

Lerna gölündeki Hydra'yı öldürmek.
Artemis'in kutsal hayvanlarından Kyreneia Geyiğini yakalamak.
Erymanthian dağında yaşayan büyük yaban domuzunu ağla tutmak.
Augias'ın ahırlarını bir günde temizlemek. (İki büyük ırmağın yataklarını değiştirip ahırlardan geçirerek.)
Stymphalos'da yaşayan ve o bölgedeki insanların rahatını kaçıran kuşları Athena'nın yardımıyla kovmak.
Girit'e gidip Poseidon'un Minos'a verdiği azgın Girit Boğası'nı getirmek
Troya kralı Diomedes'in insan eti yiyen kısraklarını yakalamak. Bunun için önce Diomedes'i öldürmüştür.
Amazonlar kraliçesi Hippolyta'dan kemerini almak. Kemeri almak için kraliçe ile anlaşmış, ancak Hera'nın kışkırtmasıyla Amazonlar, Herakles'e saldırmış, Herakles de kraliçeyi öldürmek zorunda kalmıştır.
Okeanos'un bir adasında bulunan 3 gövdeli dev Geryoneus'un sığırlarını çalmak.
Hesperidler'in altın elmalarını getirmek. Elmaları almak için altın elma ağacını koruyan kızları ve daha da önemlisi onların ejderini geçmesi gerekiyordu. Bunun için Herakles altın elmaların koruyucusu olan kızların babası Atlas'a gider ama o da biraz kurnaz davranarak Herakles'le bir anlaşma yapar.
Hades'in ölüler ülkesini koruyan Kerberos adlı köpeği yeryüzüne çıkarmak.
Nemean arslanı'nı yenmek (efsaneye göre aslanın postu sadece kendi pençesiyle kesilebilir).

HERAKLES

Yunan mitolojisinde Herakles, Roma Mitolojisi'nde Herkül, Zeus ile Miken kralının kızı Alkmene'nin oğludur. Kadına aşık olan Zeus ona kocası kılığında yaklaşmıştır. Herakles'in Zeus'un çocuğu olduğunu anlayan Hera onunla sürekli uğraşmış ve ölümüne neden olmuştur. Herakles doğduğu günden itibaren tanrısal bir kuvvete sahiptir. Hera'nın gönderdiği iki zehirli yılanı öldürdüğünde henüz birkaç günlük bebektir. Herakles üstün bir eğitim görmüştür. En iyi yaptığı işler ok atmak, araba kullanmak ve güreşmektir. 18 yaşına geldiği zaman Kitharion ormanlarında yaşayan ünlü canavarı öldürmüştür. Kendisine ödül olarak Thebai kralının kızı Megara verilmiştir. Bu kızdan üç oğlu olmuştur. Hera işe karışarak Herakles'i çıldırtmış, Herakles de karısını ve çocuklarını öldürmüştür. Suçlarından arınması için Miken kralının hizmetine girip, onun her istediğini yapması gerekmiştir. Kralın Herakles'e yaptırdığı 12 işe mitolojide Herakles'in 12 görevi veya işleri denir.

ALTIN POSTU BULAN KAHRAMAN:İASON

İason (Yunanca Ιάσων), Yunan mitolojisinde altın postu arayan Argonotların önderidir.

Yunanistan’da Yason (İason)’un başkanlığında kahramanlar bir araya gelirler ve “Altın Post”u ele geçirmek için Kolhida'ya gitmeye karar verirler. Argonotlar, “Argo” (bu geminin adından dolayı onlara Argonot denmiştir) adlı bir gemi yaparlar ve Kolhida'ya doğru yola çıkarlar. Uzun ve çok zor bir yolculuktan sonra Aiet’in güçlü ve zengin krallığına varırlar. Kral, Yunanlı kahramanları saygıyla karşılar ve gelmelerinin nedenini öğrenir. Aiet, İaosun’un şartlarını yerine getirmesi halinde “Altın Post”u Yunanlılara vermeye karar verir. İason önce ateş püskürten öküzlere boyun eğdirecek, başlarına boyunduruk geçirecek ve büyük bir tarlayı sürecektir. Sonra İason’un ejderhayı öldürmesi ve onun dişlerini toprağa ekmesi gerekir. Bu dişlerden savaşçılar çıkmaktadır. İason’un bu savaşçılarla savaşması ve onları yenmesi gerekir. Yunanlılar ancak bundan sonra “Altın Post”u alabileceklerdir. Bu şartları, Aiet’in dışında kimsenin yerine getirmesi mümkün değildir. Bundan dolayı kral İason’un öleceğinden emindir. Kralın kızı Medea’nın yardımı olmasa, Yunanlıların liderinin, Aiet’in şartlarını yerine getiremeyeceği açıktır. Kralın kızı, ilk görüşte İason’a âşık olmuş ve ona yardım etmeye karar vermiştir. Medea bir büyücüdür. Onun yardımıyla İason kralın şartlarını kolayca yerine getirir ve Aiet’den “Altın Post”u ister. Kral, Yunanlılara kimin yardım ettiğini hemen anlar ve “Altın Post”u vermeyeceğini açıklar. Bunun üzerine İason, postu ele geçirmeye karar verir. Ne var ki Medea’nın yardımı olmadan bunu gerçekleştirmesi olanaksızdır. Kralın kızı, postu bekleyen korkunç ejderhayı uyutur ve Yunanlılar “Altın Post”u ele geçirmeyi başarırlar. Hızla gemilerine binerler ve ülkeleri Yunanistan’a doğru yola çıkarlar. Medea da İason’la birlikte gider. Aiet, postun götürüldüğünü ve kızının kaçtığını öğrenir öğrenmez, hemen ordusunu toplar ve Yunanlıların peşine salar, ama askerler “Altın Post”u geri almayı başaramazlar.

GARİP EŞYA:ALTIN POST

Altın Post (Yunanca: Χρυσόμαλλον Δέρας; ). Yunan mitolojisinde zenginliği ve iktidarı sembolze eden postun adıdır. Argonotlar bu postu ele geçirmek için Kolhis ülkesine gitmişler ve uzun bir mücüdele sonucunda postu almayı başarmışlardır. Bu postun bulunduğu Kolhis, Lazistan'ın kuzey kesiminde, Karedeniz kıyısındaki tarihsel bölgesi Kolhida veya Kolheti'dir.


Yunan mitolojisinde, Güneş tanrısı Helious’un oğlu olan Kolhida (Kolhis) kralı Aiet’nin (Aietes) görkemli bir zenginliğe, bir koçun altın postuna ya da “Altın Post”a sahip olduğu anlatılır. Yunanistan’da Yason (İason)’un başkanlığında kahramanlar bir araya gelirler ve “Altın Post”u ele geçirmek için Kolhida'ya gitmeye karar verirler. Argonotlar, “Argo” (bu geminin adından dolayı onlara Argonot denmiştir) adlı bir gemi yaparlar ve Kolhida'ya doğru yola çıkarlar. Uzun ve çok zor bir yolculuktan sonra Aiet’in güçlü ve zengin krallığına varırlar. Kral, Yunanlı kahramanları saygıyla karşılar ve gelmelerinin nedenini öğrenir. Aiet, İaosun’un şartlarını yerine getirmesi halinde “Altın Post”u Yunanlılara vermeye karar verir. İason önce ateş püskürten öküzlere boyun eğdirecek, başlarına boyunduruk geçirecek ve büyük bir tarlayı sürecektir. Sonra İason’un ejderhayı öldürmesi ve onun dişlerini toprağa ekmesi gerekir. Bu dişlerden savaşçılar çıkmaktadır. İason’un bu savaşçılarla savaşması ve onları yenmesi gerekir. Yunanlılar ancak bundan sonra “Altın Post”u alabileceklerdir. Bu şartları, Aiet’in dışında kimsenin yerine getirmesi mümkün değildir. Bundan dolayı kral İason’un öleceğinden emindir. Kralın kızı Medea’nın yardımı olmasa, Yunanlıların liderinin, Aiet’in şartlarını yerine getiremeyeceği açıktır. Kralın kızı, ilk görüşte İason’a âşık olmuş ve ona yardım etmeye karar vermiştir. Medea bir büyücüdür. Onun yardımıyla İason kralın şartlarını kolayca yerine getirir ve Aiet’den “Altın Post”u ister. Kral, Yunanlılara kimin yardım ettiğini hemen anlar ve “Altın Post”u vermeyeceğini açıklar. Bunun üzerine İason, postu ele geçirmeye karar verir. Ne var ki Medea’nın yardımı olmadan bunu gerçekleştirmesi olanaksızdır. Kralın kızı, postu bekleyen korkunç ejderhayı uyutur ve Yunanlılar “Altın Post”u ele geçirmeyi başarırlar. Hızla gemilerine binerler ve ülkeleri Yunanistan’a doğru yola çıkarlar. Medea da İason’la birlikte gider. Aiet, postun götürüldüğünü ve kızının kaçtığını öğrenir öğrenmez, hemen ordusunu toplar ve Yunanlıların peşine salar, ama askerler “Altın Post”u geri almayı başaramazlar.

İason'un geldiği yer Ordu'daki Yason denilen yerdir. Orada Yason kilisesi de vardir

GORGON ÖLDÜREN KAHRAMAN:PERSEUS

Perseus, Yunan mitolojisindeki önemli kahramanlardan biridir. Herakles'in ataları arasında yeralan Argoslu bir kahramandır.

Babası Zeus annesi ise Akrisios kızı Danae'dir. Perseus'un büyük babası Akrisios bir kahine gidip bir erkek çocuğunun olup olamayacağını sorar. Kahin ona kızı Danae'nin bir erkek çocuğu olacağını ve bu çocuğun onu öldüreceğini söyler.Korkuya kapılan ve kehanetin gerçekleşmesinden korkan Akrisios, yeraltına bronzdan bir oda yaptırarak kızını oraya hapseder. Zeus bronz odanın tavanıdaki bir yarıktan altın damlası şeklinde içerisi sızar ve genç kızla birlikte olur. Bu birleşmeden Perseus doğar.

Perseus, Athena tarafından Gorgonlardan Medusa'yı öldürmekle görevlendirilir. Athena ve Hermes ona bu zor görevinde yardımcı olan tanrılardır. Perseus, Gorgoların (Stheno, Euryale ve Medusa) yerine gider. Onları uyurken bulur. Bu üç kızkardeş arasında yalnız Medusa ölümlüdür.Bu nedenle Perseus sadece onun başını kesip götürebileceğini anlar. Gorgolar, boyunları ejderha pullarıyla korunan, yaban domuzu gibi dişleri olan dişi canavarlardı. Bronz elleri ve altın kanatları vardı. Üstelik bakışları o kadar güçlüydü ki baktıkları her şeyi taşa çeviriyorlardı. Medusa'nın kesilen kafasından Pegasus (Kanatlı at) , Khrysaor adlı bir dev çıktı. Perseus medusanın başıyla Polydektesi taşlandırmıştır.Daha sonra medusanın başını Athenaya teslim etmiştir.Dönüş yolunda Andromeda'yla karşılaştı ve ona aşık oldu. Bu güzel genç kızın annesi Kassiepeia, Nereus kızlarından daha güzel olduğunu söylediği için Poseidon'u kızdırdı. Deniz tanrısı da bu bölgeye bir deniz canavarı musallat etti. Canavarı öldürmek koşuluyla kurban olarak sunulan genç kızı kurtaran Perseus, daha sonra kızla evlendi ve Tiryns kralı oldu(Yunanistanda antik bir kent)mutlu bir yaşam sürdü.

Euryale

Yunan mitolojisine göre Euryale, Stheno ve Medusa "gorgon" olarak nitelendirilmiştir. Aslında hiçbiri birbirinin kardeşi değildir. Ancak evren de sadece bu 3 gorgon bulunduğundan dolayısıyla bu 3 gorgon Zeus tarafından kardeş olarak ilan edildiler.

Euryale ayrıca Gaia'nın kardeşidir. Medusa öldükten kısa birsüre sonra Zeus annesini kıramayarak daha sonradan Euryale'ye insan olabilme şansını tanımıştır. Bunun koşulları yaşamını geçirdiği Stheno'yu öldürmek olacaktı. Euryale teklifi anında kabul ederek Stheno'yu öldürmeye kalkıştı.

Bundan sonrası için farklı rivayetler vardır:

Son: Euryale başarılı olmuş ve insan olmuştur. Ama hayatını lanetli bir biçimde geçirmiştir. Stheno'nun ruhu onu rahatsız ediyor,insanlık duygusu olan korkudan yararlanarak Euryale'yi korkutuyordur.
Son: Stheno Euryale'yi öldürmüş ve kendisi insan olabilme hakkını kazanmıştır.
Son: Euryale Stheno'yu öldürdüğünü zannetmiştir. Ama Zeus Stheno'nun kılığına girmiştir. Bir anlık olsun ölü numarası yapmış ve elindeki hançeri Euryale'nin kalbine saplamıştır.

Medusa

Medusa, Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar.


Medusa hayata çok güzel bir kız olarak başladığında, Athena onu çok kıskanmıştı. Poseidon'un Medusa'nın güzelliğinden başı öylesine dönmüştü ki, ona Athena'nın tapınaklarından birinde sahip oldu. Bu Athena için son derece aşağılayıcı bir davranıştı, o da Medusa'yı bir Gorgon yaparak cezalandırdı. Medusa, bir insan olarak doğduğu için ölümlüydü.

Bu cezayla yetinmeyen Athena, daha sonra,Perseus'a onu yakalayıp öldürmesi için yardım etti. Perseus, Medusa'nın başını kestiğinde, Poseidon'dan olan çocukları Pegasus ve Chrysaor dışarı fırladı. Kan damlaları Libya çöllerinde birer yılana dönüştüler. Daha sonraları bu yılanlardan biri Mopsus'u öldürmüştür.

Perseus Medusa'nın kestiği kafasını alıp gittikten sonra, Athena olay yerine geldi. Medusa'dan geriye ne kaldıysa inceledi. Derisini yüzüp Aegis'in markası yaptı. İki damla kanını da Kral Erichthonius'a biri hastalıklara deva, diğeri öldürücü bir zehir olarak hediye etti.

Gorgonlar

Gorgonlar, Yunan mitolojisinde keskin dişli, saç yerine başlarında canlı yılanlar olan, dişi canavarlardır. Efsaneye göre gözlerine bakanı taşa çevirirler. Üç kızkardeştirler; Medusa, Euryale ve Stheno.

ŞİMDİ GORGONLARI BİRAZ DAHA AÇACAĞIM.

MİNOTOR'U ÖLDÜREN:Theseus

Theseus (Yunanca: Θησεύς) Atina'nın efsanevi kralı. Annesinin Ethra, babasının Egeus veya Poseidon olduğu söylenir.

Theseus, İyonyanın baş kahramanıydı. Atinalılar onu büyük bir reformcu olarak kabul ediyorlardı. Attika'nın Atina önderliğinde siyasi bütünleşmesini sağlayan kişi olduğu kabul ediliyordu.

Efsaneye göre, Atina'nın kadim krallarından Egeus, çeşitli kadınlarla evlenmesine rağmen çocuk sahibi olamaz. Sonunda Troezen kralının kızı Ethra ile evlenir. Ethra, Egeus'tan, bir söylentiye göre ise yüzerken birlikte olduğu Poseidon'dan hamile kalır. Egeus çocuğun doğmasını beklemeden Atina'ya döner, ancak gitmeden önce sandaletini ve kılıcını dev bir kayanın altına bırakır ve Aethra'ya çocuğun büyüdüğünde kayayı kaldırıp emanetlerini alabileceğini, böylece hanedana mensup olduğunu ispatlayabileceğini söyler.

Theseus büyüdüğünde gerçekten kayayı kaldırır ve babasının emanetlerini alır. Annesi genç Theseus'a gerçek kimliğini açıklar. Bunun üzerine Atina'ya yola çıkan Theseus yolda pek çok yolkesen haydutu öldürür.

Çeşitli maceralardan sonra Atina'ya ulaşan Theseus, Egeus'a gerçek kimliğini açıklamaz. Ancak Egeus'un eşi Medea, Theseus'un veliaht olduğunu anlar ve kendi oğlu Medus yerine tahta geçmesinden endişe eder. Ölmesini sağlamak için kendisinden Maraton boğasını öldürmesini ister. Ancak Theseus boğayı yakalayıp Atina'ya kadar getirmeyi başarır ve kurban eder. Bunun üzerine Medea, Theseus'u zehirlemeye karar verir. Son anda Egeus kılıcı ve sandaletleri görerek Theseus'un oğlu olduğunu anlar ve zehiri döker.

Girit kralı Minos'a yenilen Atinalılıar, barış anlaşması gereğince dokuz yılda bir, Minotor adlı öküz başlı canavara yedi genç kız ve erkeği kurban etmek zorundadır. Theseus, canavarla savaşmaya gönüllü olur. Babasına eğer muzaffer olursa dönüşte beyaz bir yelken açacağını söyler.

Kral Minos'un kızı Ariadne, Theseus'a aşık olur ve Minotor'un içinde bulunduğu labirentten çıkabilmesi için ona bir ip yumağı verir. Theseus, Minotor'u çıplak elleriyle öldürür, Atinalı gençleri kurtarır ve ip yumağını kullanarak labirentten çıkmayı başarır. Ariadne'ı da yanına alıp Atina'ya yelken açar ancak Nakşa adasında mola verdiklerinde onu adada "unutur".

Theseus, Atina'ya yaklaştıklarında da beyaz yelkeni çekmeyi unutur. Kıyıdan koyu renk yelkeni gören baba Egeus, denize atlayarak intihar eder (Ege Denizi'nin adını bu olaydan aldığı söylenir).

Babasının trajik ölümünden sonra Theseus, Atina kralı olur ve Amazonlar'ın kraliçesi Antiope ile evlendir. Bu evlilikten oğlu Hippolitus dünyaya gelir. Ancak eşi bir savaşta Theseus ile birlikte savaşırken ölür. Bunun üzerine Theseus, Ariadne'ın kızkardeşi Faidra ile evlenir. Faidra, Hippolitus'a zalimce davranacaktır.

Efsaneye göre Theseus, Atina'dan ayrılarak hayatının son yıllarını Skiros adasında huzur içinde geçirir.

Minotor

Minotor (Yunanca: Μινώταυρος, Minotavros): Yunan mitolojisinde yarı insan-yarı boğa yaratık. Özgün sözcük Minotor'dur ve Yunanca "Minos’un Boğası" anlamına gelir.

[değiştir] Öyküsü
Girit’te hüküm süren güçlü kral Minos, gücünü kanıtlamak için Poseidon’dan ona kurban edeceği bir boğayı denizden çıkartıp vermesini ister. Ama hayvan Minos’a o kadar güzel görünür ki onu kurban etmeye kıyamaz ve saklar. Bunun yerine başka bir boğayı kurban eder. Poseidon bunu fark ettiğinde çok sinirlenir ve Minos’un karısı Pasiphae’de boğaya karşı bir aşk uyandırır. Pasiphae’nin boğayla çiftleşmesinden boğa başlı ve kuyruklu, insan bedenli Minotor doğar.

Minotor, sanatçı Daidalos’un yaptığı, Labyrinthos adlı, içinden kimsenin çıkamayacağı yapıya kapatılır. Minotor insan etiyle beslenmektedir. Bunun için, Atinalılara karşı savaş kazanmış olan Minos onlardan, haraç olarak, her yıl Minotor’un yemi için yedi genç erkek, yedi genç kız ister. Üçüncü haraç yılı geldiğinde, Theseus Minotor’u öldürmek için Girit’e giden gemiye biner. Labyrintos’a sokulacak kafile halkın gözü önünden geçirilirken, kralın kızlarından Ariadne Theseus’u görür görmez ona aşık olur. Daidalos’un öğüdüyle Theseus'a bir yumak iplik verir. İpliğin ucunu girişe bağlamasını, böylece dönerken ipi takip edip çıkışı bulabileceğini söyler. Ariadne Theseus'un kendisiyle evleneceğine dair bir de söz alır. Theseus, uykuda yakaladığı Minotor’u kıpırdamaz halde yere bastırıp yumrukları ile öldürür.

DUYURU

SEVGİLİ ARKADAŞLAR TİTANLARDA ÇABUCAK BİTTİ.ŞİMDİ SİZİNLE KAHRAMANLARA VE GARİP YARATIKLARA GEÇİYORUM.HEPİNİZE İYİ MİTOLOJİLER!

PAN

Pan, Yunan mitolojisinde kırın ve çoban ların tanrısıdır. Yarı keçi yarı insan halinde tasvir edilir. Kırlarda aniden insanların karşısına çıkıp görüntüsüyle insanları korkuttuğu için panik sözcüğü buradan türemiştir.Tanrı Pan,efsanesi ve kişiliği hakkında Behcet Necatigil'in "100 Soruda Mitologya "daki anlatımını aşağıya alıyoruz:

"Dağlık Arkadia'da küçükbaş hayvanların,çobanların tanrısı. Keçi ayaklı Pan, Hermes'in oğludur. Tanrıların,çokluk,insan kılığında değilde hayvan kılığında düşünüldüğü ilk zamanlarda Pan da keçi kafalıydı; sonradan bu keçi kafasından sadece boynuzlar ve sakal alıkonarak,yüzü insan yüzü oldu."

Efsaneye göre Pan'ın aşık olduğu Syrinks tam Pan ona sarılacağı sırada saza dönüşür. Pan da üzülür ama bir yol bulur. Sazlardan yedi tanesini kesip balmumu yla yanyana yapıştırır, üfleyince ortalığa tatlı bir melodi yayılır. Böylece Syrinks adlı çalgıyı icat etmiş olur. Syrinks'e panflüt de denir.

Pan çoban kavalını sever,azgın tekeler gibi güzel nhymphaların peşine düşerdi. İnsanların hayvanların uyuduğu kızgın,ıssızyaz öğlelerinde birdenbire, beklenmedik gürültüler koparır, dört bir yana "panik" korkular saçardı.Marathon savaşı gecesi Persler'i bu şekilde paniğe uğrattığı için, Atinalılar savaştan sonra tanrı Pan'a Akrapolis eteğinde bir tapınak yaptılar.Pan sözü Yunancada "bütün" anlamına geldiğinden mistikler, sonraları Pan'ı herşeyi yapabilir bir tanrı payesine çıkardılar.¹

ÖZÜR

OKURLARIMDAN ÖZÜR DİLERİM.ÇÜNKÜ ÇOK SIK KARŞINIZA ÇIKACAK BİR TANRIYI UNUTTUM ADI:EROS.ONU ŞİMDİ TANITACAĞIM.Yunan mitolojisinde Eros, aşk, seks ve şehvet tanrısıdır. Bazen doğurganlık tanrısı olarak da tapılan Eros, erotik gibi kelimelerin de kökünü oluşturur. Eros, genelde Afrodit'le beraber anılır ve Dionysus gibi bazen Eleutherios yani kurtarıcı olarak görülür. Geleneklere göre, Afrodit kadınların erkeklere olan aşkını temsil ederken Eros esasında erkek için olan aşkın temsilcisiydi.

Hesiod'un genel olarak kabul gören theogonisine göre Eros, Khaos, Gaia ve Tartarus'tan sonra evrene dördüncü gelmiştir. Eros sadece aşkın ya da seksin tanrısı değil, bu inanca göre aynı zamanda sonsuza dek sürecek olan yaratıcı üreme işleminin de sembolüdür.

Iapetos

Iapetos veya Iapetus (Yunanca: Ἰαπετός), Uranüs (gök) ile Gaya'nın (yer) oğlu olan bir Titan'dır. Okeanos ile Tethys'in kızlarından bir olan Klymene ile evlenmiş ve bunun sonucunda Atlas, Menoitios, Prometheus ve Epimetheus olmak üzere 4 çocuk meydana getirmiştir. Bunun için evrensel tufandan sonra Deukalion, Prometheus aracılığıyla İapetos'a bağlanmaktadır.

Kriyus

Yunan mitolojisinde bir titan. Uranus ile Gaia'nın oğlu. Eurybia'dan Pallas isimli oğula sahip olmuştur.Bu oniki titan arasında hiç bir bilgiye sahip olmayan daha doğrusu hakkında pek araştırma yapılmayan tek titan Kriyus'dur. Ne tanrısı olduğu belli olmayan bu titan hakkında pek çok tez atılmış fakat açıklık getirilememiştir.Tarihi kaynaklarda kabul edilen özelliği ve hakkında bilgi olmamasının sebebi şöle açıklanmaktadır...

Kriyus: Bir güç ve savaş tarısıdır.Gaia ile titanların lideri Uranüs'ün oğludur. Ve Nike'nin en büyük atasoyudur.Eurybia ile evlendikten ve Pallas isimli bir çoçuk sahibi olduktan sonra diyer titanlar tarafından tehdit olarak görülmüş fakat gücü ve kudretiyle başedemiyeceklerini bilen titanlar onu ailesiyle tehdit edip lanetlemiştir.Ve bütün bilgileri kaybolmuştur bulunamamıştır.Kriyus'a tapan yüzbinlerce insan onun kudretine ve gücüne hayrandır.

Mnemosyne

Hatıraların Titanı. Uranus ve Gaia'nın kızı. Hafıza ve hatıranın şekil bulmuş halidir. Zeus'tan, peri olarak da bilinen 9 kızkardeş olan Museları doğurmuştur. Zeus'la, Mnemosyne 9 gece beraber olmuşlardır ve 1 sene sonra da 9 kızları olmuştur. Mnemosyne, kızlarına, Cleio, Euterpe, Thaleia, Melpomene, Terpischore, Erato, Polyhymnia, Urania ve en büyük kızına da Calliope isimlerini vermiştir.

Mnemosyne aynı zamanda yeraltı dünyasında (ahiret - hades) akan bir nehrin adıdır. Lethe'nin zıddı olan bu nehir, kendisinden içenlere (ki bunlar reenkarne olmaya hazırlanan ölü canlardır) geçmiş yaşamları hakkındaki her şeyi hatırlatır.

Rhea

Rhea, Gaia ve Uranos'un kızıdır. Kardeşi Kronos'a eş olur ve onunla üçüncü kuşak tanrılar olan olymposluları üretir. Fakat Rhea çocuk doğurdukça eşi ve kardeşi Kronos onları yer. Rhea Zeus'u dünyaya getirmeden önce annesi ve babasının yardımıyla Lyktos mağarasına saklanır. Kronos onu yemeye geldiğinde Rhea bezlere sarılı bir taşı verir ve Zeus kurtulur.

Kronus

Cronos ya da Kronos, Yunan mitolojisinde titanların başıdır. Babası Uranus ve annesi Gaia'dır.
Annesi Gaia'nın yardımıyla, babasını alt ederek Tartarus'un derinliklerine hapsetmiş ve kendisi başa geçmiştir. Kronus'un başta olduğu bu çağa Altın Çağ denir.

Kronus, babasını yenerken ondan öğrendiği, kendisininde aynı kadere sahip olacağı gerçeğinden korktuğu için bütün çocuklarını yutmaya başlamıştır. Eşi ve kızkardeşi Rheia'dan olan Demeter, Hera, Hades, Hestia ve Poseidon (mitoloji)'u doğar doğmaz yutmuş, Rheia sonraki çocukları Zeus'u korumak için bir plan yaparak Kronus'a onun yerine bir taş yedirtmeyi başarmıştır. Zeus'u büyüyene dek İda dağında saklamıştır, Zeus büyüdüğünde babasını yenmiş ve kardeşlerini kurtararak hüküm sürmeye başlamıştır.ayrıca zeus genelde elinde ok tutan aşk tanrısına benzetilmiştir çünkü çocukluğunda oda yay kullanmış bir bebeğe benzemektedir

Phoebe

Phoebe, Uranus'le Gaia'nin cocuklari olan Titanlardandir. Geleneksel olarak ayla iliskilendirilen Phoebe, Apollo ve Artemis'in anneannesidir. Koios'tan Leto ve Asteria'yi dogurmustir.

Koios

Yunan mitolojisinde, Koios, akil Titan'iydi. Kiz kardesi olan zeka Titan'i Phoebe'dan Leto ve Asteria'yi dogurmustir. Leto, Zeus'la birlesmis ve Artemis ve Apollo'yu dogurmustir. Diger Titanlar gibi, Koios da Zeus ve diger Olimposlu tanrılar tarafindan tahttan indirilmistir.

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Koios" adresinden alındı.

Theia

Yunan mitolojisinde, Theia, Titanlar'ın aydınlıktan sorumlu olanı idi. Kardesi ve kocasi Hyperion'dan Helios, Selene ve Eos'un annesidir. Thia veya Thea diye de anılır. Bir diğer ismiyse Euryphaessa'dır. Euryphaessa, geniş aydınlatır anlamına gelir.

Tethys

Yunan mitolojisinde bir titan olan Tethys, denizin, bereketli okyanusun tecessümüdür. Deniz tanrıçası olan Tethys, Uranus ile Gaia'nın kızıdır. Kocası ve erkek kardeşi olan Okeanos'dan birçok çocuğu olmuştur. Antik çağda onun dünyadaki büyük nehirlerin (Nil nehri vb) annesi olduğuna inanılırdı. Aynı zamanda Tethys Okeanos'dan çok güzel 3 bin kadar peri kızı doğurmuştur.

Oğlu, Yunan deniz tanrılarından biri olan Peneus'tur.

Okeanos

Okeanos, Yunan mitolojisinde, Uranus ile Gaia'nın çocuğu olan Titan'dır. Tüm okyanusların kişileşmiş hali olan Okeanos, genelde kaslı bir adamın uzun sakallı ve boynuzlu yüzüyle simgelenirdi. Okeanos'un alt kısmı bir yılanı andırıyordu.

Okeanos'un kardeşi olan bir başka Titan'la, Tethys'le zaman geçirmesi üçbin deniz nymphelerinin oluşmasına neden oldu. Oceanids olarak da bilinen bu nymphelerin her biri ayrı bir ırmak, çay, göl ya da havuzun hakimleri oldular.

Bazı araştırmacılar Okeanos'un önceleri tüm tuzlu suları temsil ettiğini düşünüyorlar. Bunun nedeni de o zamanlar Akdeniz ve Atlantik Okyanus'un çok fazla bilinmemesiydi. Ancak daha sonra coğrafya geliştikçe, Poseidon nerdeyse tamamı bilinen Akdeniz'i, Okeanos ise daha az bilinen Atlantik Okyanusu temsil etmeye başladı.

Okeanos, Prometheus ve Themis ile birlikte Olimposlularla Titanların arasında geçen savaşa katılmamışlardır.

Titan

Titanlar, Yunan mitolojisine göre efsanevi Altın Çağ'da dünyayı yönetmiş olan güçlü tanrı ırkıdır.

Genellikle baz alınan Hesiod'un theogonisine göre en başta oniki Titan vardı. Bu Titanlar değişik kavramlarla özdeştirilmiştir. Örnek olarak, okyanus, hafıza, görüntü ve doğal kanun verilebilir. Baştaki oniki Titan daha sonra başka Titanları doğurdular. Bunlardan bazıları Prometheus ve Atlas'tı. Titanlar, babası Uranus'u tahttan atan Kronus tarafından yönetilmiştir. Titanlar ise Olimposlu tanrılar tarafından tahttan indirilmiştir.

İlk başta olan, orijinal oniki Titan ve simgeledikleri kavramlar aşağıdaki gibidir:

Okeanos -- Okyanus
Tethys -- Yeraltı suları ve bakıcılık
Hyperion -- Güneş
Theia -- Görüntü ve değerli taşlar
Koios -- Akıl ve kutup.
Phoebe -- Parlak zeka
Kronus -- Zaman
Rhea -- Cinsel bereket ve dağlık bölge
Mnemosyne -- Hafıza-hatıra ve dil
Themis -- Adalet
Kriyus -- Liderlik ve takım yıldızları
Iapetos --Ölümlülük,yara ve yaşam süresi

DUYURU

SEVGİLİ ARKADAŞLAR SİZE BİLDİĞİM VE EN BİLİNMEYEN TANRI VE TANRIÇALARI ANLATTIM.DÜŞÜNÜYORUM DA BELKİ TİTANLARA GEÇMELİYİZ.TANRILAR HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ İÇİN BURAYA BAKIN.

Uranüs

Yunan mitolojisinde, Gaia'nın oğlu ve kocası ve bilinen en eski tanrıdır. Yunan tanrılarının atasıdır.Kozmik bir güce sahiptir.Uranüs aynı zamanda uzayla ilgili olarakta tavsir edilir.

Erebos ile Gaia nın oğlu olmakta, aynı zamanda Gaia nın kocası olmakta, ilk gökyüzüne hakim olan tanrıdır. Gaia ve onun birleşmesinden, Titanlar, Hekatonkheir'ler ve Kyklop'lar oluşmuştur. Ancak Uranos, bütün bu çocukları yeryüzünün karnında saklanmaya zorladığı için, bu yükü taşımakta zorlanan ve kızan Gaia, oğullarından Kronus'la birlik olup bu tanrıyı yenmiş, hakimiyetini elinden almıştır.Zeus'un dedesi,Titanlar, Hekatonkheir'ler ve Kyklop'lar babasıdır.Kaderi ondan sonra başa gelen her tanrıyla aynıdır.

Hyperion

Homeros'un İliyad ve Odyssey'sinde güneş tanrısı Helios Hyperion olarak geçer. Ancak Homeros ve Hesiodos bazı yapıtlarında güneş, 'Hyperion'un oğlu' anlamına gelen Hyperonides olarak geçer. Bu betimlemeye göre ise Hyperion'la güneş tanımları ayrılmıştır. Hyperion genellikle gözlem tanrısı olarak düşünülür. Bunun yanında görme tanrısı Theia'nın da kardeşidir. Daha yeni Yunan edebiyatında Hyperion, Helios'tan bir Titan olarak ayrılmıştır. Bu tanıma göre Hyperion, Gaia'yla Uranus'un çocuğu ve Theia'dan Helios, Selene ve Eos'un babası olarak geçer.

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Hyperion" adresinden alındı.

Helios

Antik Yunan’da, Hyperion ve Theia’nın oğlu olan Güneş Tanrısı olup yüzü Apollon’a benzemektedir. Bazen sadece baş kısmına, bazende çıplak olarak tüm vücudu elinde bir küre tutarken ya da quagria içinde gökyüzünde olarak özellikle Rodos sikkelerinde rastlanılmaktadır. Güneşe tapınma, Yunanlılar tarafından benimsenmiş olmakla birlikte Pers kültüründe daha güçlüydü. Anabasis’te, Antik Ermenistan’da atların güneşe kurban edilmesi geleneğinden bahsedilmektedir:

“Ganimet aldığı yaşlı atlardan birini semirttikten sonra kurban etmesi için ona verdi. Bu atın güneşe adandığını duymuştu ve yolda yorgunluktan ölmesinden korkmaktaydı” (IV. 5. 35) Helyum elementinin adı da Helios`tan gelmektedir.

Persephone

Persephone, Yunan mitolojisinde Zeus ile Demeter'in kızıdır. Hades tarafından kaçırılıp, Hades'in sunduğu meyveyi yedikten sonra ölüler ülkesinin tanrıçası olmuştur.

Persephone'nin asıl ismi Kore'dir. Hades Persephone ismini, O'nu yeraltına kaçırdıktan sonra vermiştir. Ölüler ülkesinde bir şey yiyenlerin yeryüzüne çıkma hakları bulunmamaktadır. Kore de yediği 4 nar tanesi yüzünden sadece dokuz ay yeryüzüne çıkmaya hak kazanmıştır.

Proserpina olarak da bilinir. Tüm dünyaya buğday ekmekle görevli tanrıça Demeter'in Zeus'tan olan kızıdır. Demeter kızını çok sevmektedir. Günlerden bir gün kızının çığlığını duyar. onu arar ama bulamaz. bu yaşadığı acıyla Demeter dokuz gün boyunca dünyayı dolaşır ve kızını arar. Onuncu gün Güneş tanrısı Helios'a rastlar. Helios, ona Zeus'un gizli rızasıyla Hades'in Persephone'u kaçırıp ölüler ülkesi'nde ebedi karısı yaptığını açıklar. Demeter bu olaya isyan eder ve Olimpos'u terkederek insanlar arasında yaşamaya başlar. Yaşlı bir kadın kılığında Eleusis'e varır. Bir kuyunun yanında zeytin ağaçlarının altında oturur. Kuyudan su almaya giden kral Keleos'un kızları yaşlı kadını alıp eve götürürler. Böylece demeter kızların küçük kardeşi Demophon'un dadısı olur. Demeter, küçük çocuğa ölümsüzlük kazandırmak için geceleri çocuğun bedenini ambrosia ile sıvayıp yanmakta olan ateşe tutmaktadır. Bir gece çocuğun annesi olaya tanık olur ve dehşete düşer. Demeter şaşkınlıkla çocuğu elinden ateşe düşürür. Bu olay üzerine Demeter, kral Keleos ve eşinden özür dilemek için, Persephone'un kardeşi olan oğlu Tripolemos'a kanatlı ejderhaların çektiği bir araba verir ve ona buğday serpe serpe tüm dünyayı dolaşmasını emreder. Günler geçer ve Eleusis'te kaldığı süre içinde Demeter toprağı verimli kılmayı reddeder böylece açlık hüküm sürmeye başlar. insanların çektiği acılara üzülen tanrılar Demeter'e yakarırlar, o da kızını görmek şartını öne sürer. Zeus'un yardımıyla kızını yeraltı dünyasından çıkarmak ister. Yeraltı dünyasında birşeyler yiyenler yeraltı dünyasından ayrılamazlar. Yediği dört tane nar tanesi yüzünden Persophone yılın üç ayını yeraltı dünyasında , dokuz ayını ise dünyada geçirmeye mahkum edilmiştir. Kızını görmenin coşkusuyla Demeter, toprağı çiçekler ve yapraklarla kaplar. Böylece ilkbahar olur. Kızının yeraltın dünyasında geçirdiği üç ayda ise kış olur. Yunan mitolojısinde baharın baslangıcı olarak Demeter anılır.

Themis

Themis, Yunan mitolojisinde Uranüs ve Gaia'nın kızı olan adalet ve düzen tanrıçasıdır. İlahi adaletin tecessümüdür. Babaları Zeus olan, Horae ve Moirae'nin annesidir.

Kendisi öfkeli veya cezalandırıcı değildir. Ona yeteri kadar saygı gösterilmediğinde veya adaletsizlik yapıldığında, o sessiz kalır ve onun yerine Nemesis gerekli karşılığı, cezayı verir. Themis, aynı zamanda kâhindir, kehânet gücü vardır, kehânet yeri olan Delphi tapınağını o inşa etmiştir.

İlk dönemlerde tam zıddı olduğu Eris ile beraber ve benzer resmedilmiştir. Son dönemlerde ve daha sonraki çağlarda ise gözleri bağlı elinde bir terazi ile resmedilmiştir. Roma mitolojisindeki Iustitia (ilahi adaletin tecessümü) Themis'in roma mitolojisindeki karşılığıdır denilebilir.


Themis, doğada, mevsimlerin, yılların ve sanatların düzenini sağlayan bir Tanrıça üçlüsüyle canlı varlıklar arasında yaşamla ölüm dengesini kuran bir Tanrıça, bir Tanrısal varlıktır. Themis, yasadır, kuraldır. Ama gelip geçici bir yasa değil, Tanrılar dünyasında da insanlar dünyasında da değişmez evrensel ve ölümsüz doğa yasasıdır. Tanrısal yasadır, onun karşıtı insansal yasa ise Nomos Nemesis tir. Themis, Olympos’ta yaşar, Tanrıların toplantılarına başkanlık eder, Olympos'taki düzeni o korur, Homeros’u da tanır, bilir onu, Hera ile Zeus’la konuştuğunu gösterir İlyada’da, ama çok söz edilmez Themis ten, efsanesi, öyküsü yoktur, Her yerde her zaman vardır. Ürettiği, tanrısal varlıklarla sürdürür etkisini, bu varlıklarlarda Tanrılardan daha güçlü oldukları için ehramın tepesinde oturur gibidir Themis. Adı da koymak, yerleştirmek, oturtmak anlamına gelen bir kökten türemiştir .

Kısaca belirtmek gerekirse; “Kılıç” adeletin verdiği cezaların caydırıcılığını ve gücünü, “Terazi” adaleti ve bunun dengeli bir şekilde dağıtılmasını simgeler. “Kadın” ve “Bakire” olması bağımsızlığı ifade eder. Ayrıca kadının gözü bağlıdır. bu da tarafsızlığını simgeler.

Sinope

Sinope Yunan tanrıçasıdır. Sinop şehrinin eski adıdır. Efsanesi şöyledir: Sinope ırmak tanrısı Osopos'un güzeller güzeli kızıymış. Rivayete göre mutlu bir hayatı varmış. Birgün tanrılar tanrısı Zeus kendisini görmüş ve o anda aşık oluvermiş. zeus bu; gönlünü kaptırdığını elde etmek için yapmadığı üçkağıtçılık yokmuş . ama sinope, zeus'un bile başını döndürecek bir güzellikteymiş. eli ayağı, dili dudağı dolaşmış tanrılar tanrısının sinope'ye. Bir sabah Sinope'yi görmeye ırmak kenarına gitmiş ve çalıların arasında saklanmış, başlamış beklemeye. Sinope geldiğinde haylaz bir rüzgarı yanına çağırmış ve en zarif haliyle Sinope'nin kulağına

"Senin için Olympos'un tahtından vazgeçsem bana gönlünün tahtını açar mısın?" demesini istemiş.

korku içindeki genç kız kendisine dokunmamasını kız oğlan kız kalmak istediğini söylemiş heybetli zeus'a.

tanrılar tanrısı sözüne sadık kalmış ve sinope'ye her dilediğini yerine getirmeye söz vermiş. Genç kızda kızlığına dokunmamasını dilemiş. Tanrıda onu kız bırakmış ve karadeniz kıyılarına bırakmış.

Metis

Sanskritçe "mati", "ma" kökünden geldiği düşünülmektedir. Yunan mitolojisinde, Okeanos ile Tethys'in kızı, Hikmet tanrıçasıdır. Metis, tanrıların başı olan Zeus'un ilk karısı ve akıl tanrıçası Athena'nın annesi olarak anılır. Zeus karısının hamile olduğunu öğrenince, kendi tahtını sarsabilecek, kendisinden güçlü bir çocuk doğacağı korkusuyla Metis'i yutar.Bunun sonucunda Metis Zeus'a ömrü boyunca iyi ve kötü hakkında bilgi verir. Metis'in hamile olduğu akıl ve sanat'ın tanrıçası Athena, Zeus'un başından zırhıyla çıkar.

Metis, ilahi bilginin ve kutsal aklın, yani "hikmet"in tasviri, vücud bulmuş halidir. Hikmetin sembolu olan "su", Metis'in de başlıca sembolüdür.

Selene

Selene (Yunanca: Σελήνη, "ay"; Roma'da Luna) Yunan mitolojisindeki ay tanrıçası. Hyperion ve Theia isimli titanların kızıdır.

Bir ay tanrıçası her zaman büyük bir görev ve öneme saiptir. Eğer ismi Yunanca kökenli ise, büyük ihtimalle "ışık" anlamındaki selas ile ilişkili olmalıdır (Kerenyi s. 197). Zamanla Selene'nin yeri Artemis tarafından alınmıştır, bu nedenle bazı yazarlar onu Artemis gibi tanımlamış ve tasvir etmişlerdir. Hatta bu nedenle Zeus veya Pallas'ın kızı olarak tanımlandığı da olmuştur.

Geleneksel ilahi soyağacına göre Helios, yani güneşin, onun erkek kardeşiydi. Helios gökyüzündeki yolculuğunu bitirdiğinde, Selene kendi yolculuğuna başlardı. Ayrıca Eos, gün doğumunun (şafak) tanrıçası, da onun kardeşiydi.

Sanat eserlerinde, Selene bir çift at veya öküz tarafından çekilen gümüş bir savaş arabasını süren, solgun yüzlü güzel bir kadın olarak tasvir edilmiştir. Sıklıkla, başında bir yarım ay ve elinde bir meşale ile bir atı veya boğayı sürerken resmedilmiştir.

Ayrıca bir efsaneye göre Selene Pandoradan son çıkan şeyi yani umudu korumakla görevliydi. Kendisine yardımcı olarak dünyadan kızlar seçerdi.

Aşil

Ölümlü bir baba olan Peleus ile bir tanrıça olan Thetis'in oğlu olan yarı tanrı Aşil (Fransızca okunuşu Aşil iken aslı olan Yunanca yazımı ve okunuşu Akhilleus'tur) Yunan mitolojisinin en önemli kahramanlarından biridir. Thetis oğlunu ölümsüzlük nehri Styx'de yıkarken elini suya değdirmemesi öğütlendiği için, onu sol topuğundan tutup suya batırmıştır. Yalnızca oradan vurulursa öleceğine inanılır. Efsaneye göre, öleceğini bildiği halde Helen'i geri almak için yapılan ve en büyük savaş kabul edilen Truva Savaşı'na adının sonsuza kadar anılması için katılmış ve Truvalı prens Paris tarafından tesadüfen, sol topuğundan zehirli okla vurularak ölmüştür. Bu yüzden ayak topuğunda yer alan tendona aşil tendonu adı verilir.

Başka bir anlatı da şöyledir:

Thetis'ten doğacak çocuğun tüm tanrılardan daha güçlü olacağı kehaneti üzerine Thetis Peleus ile yani bir ölümlü ile zorla evlendirilmiştir. Thetis doğan çocuklarının ölümlü taraflarını yok etmek için kocasından gizlice onları doğar doğmaz ateşte yakar ama çocukları bu yüzden ölür. Thetis son oğlu Akhilleus'u (Aşil) ateşe tutarken Peleus onu yakalar. Akhilleus'un sadece topuğu yanmıştır. İlk büyük Eski Yunan şairi olan Homeros'un, Truva Savaşı'nı anlatan İlyada adlı eserinde Aşil'in mezarının yeri tarif edilir.

Thetis

Thetis (eski Yunanca Θέτις), tüm zamanların en iyi savaşçısı olan Aşil'in annesi, Phtya kralı Peleus'un karısıdır. Suyun tanrıçası olarak bilinir. İlyadada da 'gümüş ayaklı' olarak adlandırılır doğru Çok güzel bir tanrıça olan Thetis ile Zeus da Poseidon da birlikte olmak istemişler. Önce aynı zamanda kahin olan Themis adlı Titan'dan gelecek ile ilgili bir yorum istemişler. Themis de Thetis'in doğacak çocuğu babasından çok daha üstün olacak diye bildirmiş. Bunun üzerine onunla evlenmek istemeyen tanrılar, onu hemen bir ölümlü olan kral Peleus ile evlendirmişler. Onların düğününe tüm tanrılar katılmış.

Zeus ile Hera'nın şiddetli bir şekilde kavga ettiği bir gün araya Hephaistos girerek annesi Hera'yı korumak istemiş. Buna kızan Zeus'un onu tutup Olympostan aşağı atmış. Hephaistos yuvarlanarak Limni Adası yakınlarına düşmüş. Başka bir mite göre de, Hera, Hephaistos'u tek başına doğurmuş, çirkinliğini görünce onu atmış. İki mitin sonunda da tanrıça Thetis onu bulup bakmış.

Thetis'in farklı bir mitine göre de, Ganymedes adlı Truvalı genç erkekle yakınlaşan Zeus'a kızan Athena, Poseidon, Hera ve Apollon Zeus'u bağlayıp onun tahtına Poseidon'u geçirirler. Thetis ise Zeus'u kurtarmak için yüz kollu devlerden birini çağırır ve onu kurtarır.

İlyada'da Truva savaşında Yunanlıların tarafını tutmuştur. Oğlunun Truva savaşına gitmekten alıkoymak için önce ona geleceğini söylemiş. Truva savaşına giderse dönemeyeceğini, ama büyük bir ün kazanacağını; burada savaşa gitmezse ailesiyle birlikte mutlu olarak uzun yıllar yaşayacağını ona bildirmiş. Savaşta Aşil, Agamemnon tarafından aşağılanınca, annesine yakarır. Annesi de Zeus'a yalvararak, Aşil savaşa dönene kadar, Truvanın düşmeyeceği sözünü alır. Aşil'in silahlarını ve zırhını taşıyan arkadaşı Patroklos öldürülünce, Aşil'in ünlü silahları ve zırhı Patroklos'u öldüren Hektor tarafından alıkonulur. Bunun üzerine Thetis, topal Hephaistos'tan yeni bir zırh ve silah istemiştir.bu yeni zırhla Aşil Hektoru öldürmüştür.

Thaleia

Thalia veya Thaleia, Yunan mitolojisindeki müzlerden (musalardan) yani ilham perilerinden biri. Pastoral şiir ve komedinin ilham perisidir. Genellikle elinde komik bir maske (gülen bir yüz ifadesi) ile resmedilmiştir.

Amphitrite

Yunan mitolojisinde denizler tanrısı Poseidon'un eşi olarak bilinir. Ayrıca Amphitrite deniz dibi tanrıçasıdır. Poseidon'la olan evliliğinden Amykos ve Kyknos adında çocukları vardır.

Naiadlar

Naiad, Yunan Mitolojisinde akarsularda yaşayan nemf (nymph) türüdür.

Naiadlar, çeşmelerin, nehirlerin ve kaynakların perileridir. Tatlı sularda yaşarlar ve insanlar gibi ölümlülerdir.

Dryadlar

Yunan mitolojisinde ormanlarda yaşayan ağaç perilerine verilen isim olup Yunanca "meşe ağacı" kelimesiyle ilişkilidir. Ormandaki her ağacın bir dryad'ı olduğuna inanılır, ağaçları korumak gibi görevleri vardır. Dryadlar, diğer ağaç perileri olan hamadryad'lardan farklıdırlar. Dryadlar, insanlarla ilişki kurup, çoluk çocuk sahibi olabilirler. Hamdryadlar'ın ömrü ise yaşadıkları ağaçların ömrü kadardır ve ağaçlarından ayrılamazlar. Kısacası ağaçla doğup ağaçla ölürler ama aralarında ölümsüz olanlar da vardır, Orpehus'un eşi Eurydike bir dryad’dır. Eski Yunan'da halk arasında dryadlara olan inanış çok yaygındı hatta ağaç kesmek için din yetkililerine başvurup, dryadların bırakıp gittikleri ağaçları seçerlerdi… Dryadlar, Hamadryadlarla kardeşlerdir, tek farkları hamadrayadlar gibi ölümlülere ceza vermemeleridir.

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Dryadlar" adresinden alındı.

Gaia

Gaia veya Gaea[1], Yunan mitolojisinde yeryüzünü simgeleyen, arzın tecessümü (cisimleşmiş hâli) olan tanrıçadır. Bir ana tanrıça, doğa ana olan ve diğer tanrıların kendisinden türediği Gaia'ya özellikle ilk zamanlarda tüm Yunanistan'da tapınılsa da, zaman içinde tanrıçanın konumu değişmiş, ona olan ilgi azalmıştır[1]. Gaia'nın Roma mitolojisindeki dengi Terra'dır.

Hesiodos'a göre Gaia her şeyin yaratıcısı, her şeyin kendisinden meydana geldiği "toprak ana"dır; tüm tanrıların ve titanların annesidir[1]. Khaos'tan sonra ortaya çıkan Gaia ilk önce gökyüzü Uranos'u daha sonra Pontos'u kendisinden çıkarır bir başka tabirle doğurur. Daha sonra Uranos'dan Titanları doğurdu. Ancak Uranos kendi çocukları olan titanları doğar doğmaz Gaia'nın bağrına gömmekteydi(Ayrıca oğulları olan Yüzkollular ve Kiklopları Tartarus'a göndermişti fakat tanrılar onları kurtardı). Artık bu ağırlığı taşıyamayan Gaia, Uranos'tan olan oğlu Kronos'un yardımıyla Uranos'u öldürdü ve çocuklarını özgürlüğüne kavuşturdu.Daha sonra Kronos da kendi oğlu Zeus tarafından öldürülerek aynı kaderi paylaşacaktı.

Elpis

Elpis, Yunan mitolojisinde umudun tecessümü, vücut bulmuş hali ve tanrıçası.

Nyx'in çocuğu, Pheme'nin ise annesi olduğuna dair iddialar vardır.

Genellikle genç bir kadın olarak resmedilir. Tasvirlerinde çoğunlukla çiçekler (özellikle de zambak) veya cornucopia (içinden meyveler saçılan boynuz - bereket simgesi) taşır.

Roma mitolojisindeki karşılığı Spes'dir.

Nemesis

Nemesis: Adaleti saglamak icin intikam almayi savunan merhametsiz bir tanricadir.(Yunanca: Νέμεσις), Yunan mitolojisinde, aşırı gurur ve enaniyete düşenleri cezalandıran tanrıçadır. İnanışa göre o; kinci, yapılan hata veya kötülüğün karşılığını getiren, kaderin vücut bulmuş hali, merhametsiz bir tanrıçadır.

Hesiodos "Bir de ölümcül Nyx (Gece) Nemesis'i doğurdu, fani insana acı vermek için" der (Theogonia, 233, belki eklenti bir satır da olabilir). Homeros'ta nemesis sadece soyut bir tecessüm/şahıslandırma olarak geçer.

Hebe

Hebe, Yunan mitolojisinde gençlik tanrıçası. Zeus ile Hera'nın kızıdır. Herakles tanrı olduktan sonra, onunla evlenmiştir. Ayrıca, Ganymede yerini alana kadar Olimpos'da tanrılara, tanrı yiyeceği olan nektarı sunmakla görevliydi.

Çoğunlukla elinde bir kase ile nektar sunan genç bir kadın olarak resmedilir. Bazı yerlerde Herakles'in karısı olarak resmedildiği de olmuştur. Roma mitolojisinde ona Juventas adı verilmiştir.

"http://tr.wikipedia.org/wiki/Hebe" adresinden alındı.

Hestia

Rhea ile Kronos'un kızı olan Hestia, Zeus'un en büyük kız kardeşidir. Olemp'deki tanrıların en kibarı olarak bilinen Hestia, aile tanrıçasıdır, bu yüzden de günlük ev hayatında önemli bir yere sahiptir. Hiçbir mitolojik anlatımda yer almadığı gibi, Antik Yunan'da ona adanan tapınakları da olmamıştır. Ama, Olemp'de yanan kutsal ateş ve dünyadaki yanan her ocak onun kutsal mekanı sayılır.

Hestia aynı zamanda "metropolis"i simgelerdi. Bu nedendir ki kolonilerde kurulan yeni şehirlere metropolisde yanan ateşten getirilir, böylece metropolisin bir parçası koloni şehirlerinde yanmaya devam eder.

Roma mitolojisinde Hestia'ya Vesta denirdi, forumda ona adanmış bir tapınak bulunurdu.

Dionysos

Dionysus veya Dionysos (Yunanca: Διώνυσος veya Διόνυσος; hem Roma ve Yunan mitolojisinde Bacchus olarak da bilinir) Bazı mitolojik eserlerde ve ozellikle tragedyalarda Bromios, Euhios, Dithyrambos, İakkhos, İobakkhos olarak da adlandırılır. Çal'lı şarap tanrısı. Şarabın sadece sarhoş ediciliğini değil, sosyal ve faydalı etkilerini de temsil eder. Medeniyetin destekçisi ve barış aşığıdır.

On iki Olympos tanrısından biri olan Dionysos, Zeus ile Semele’nin oğludur. Doğuş efsanesi şöyle anlatılır: Zeus Semele’ye aşık olur, ama karısı Hera onu kıskanır. Hera yaşlı bir kadın kılığına girer ve Semele’ye Zeus’un ona güçlerini göstermesini söylemesini söyler. Zeus gücünü gösterirken Semele yanar ve karnındaki yedi aylık bebeğini düşürür. Zeus bebeği kurtarır ve baldırında saklar. Daha sonra Tanrı Dionysos Zeus’un baldırından doğar

Çal yöresinde yaşamıştır. Helen pantheonuna aykırı dusen bir tanrıdır. Bütün efsaneleri bir tek motif üstüne kuruludur: tepki ve direnç.

Sembolü olan asma ağacı gibi ölüp yeniden doğar, haz ve acı arasında iki uçta gider gelir. Bu yüzden psikiyatride manik depresif duygu durumunu temsil eder.

Genel olarak Zeus ile Semele'nin oğlu olarak geçse de, bazı kaynaklarda Zeus ile Persephone'nin oğlu olarak gösterilir.

Dionysos kültünün, hıristiyanlık dinini de doğrudan etkilediği iddia edilmektedir.

Dionysos bağ bozumu tanrısı olarak da bilinir. Onun adına düzenlenen bağ bozumu şenliklerinde tiyatronun temeli atılmıştır. Bu şenliklerde bir koro bulunmaktaydı; daha sonraları koronun önüne bir oyuncu, daha sonra ikinci bir oyuncu geçmiş, böylece tiyatronun temelleri atılmıştır.

Demeter

Demeter, Yunan mitolojisinde mevsimlerin ve anne sevgisinin tanrıçası. Homesros'un destanlarında, "güzel saçlı kraliçe" ya da "güzel örgülü Demeter" diye geçer. Insanlara toprağı ekip biçmesini öğreten bu tanrıçadır. Ekinleri, özellikle de buğdayı simgeler.

Hesiodos’a göre Kronos’la Rheia’nın kızı, ikinci tanrı kuşagındandır. Tanrılar tanrısı Zeus'un dördüncü evliliğini onunla yaptığı söylenir. Bu evlilikten de yeryüzü ecesi Persephone doğmuştur.

Demeter, heykellerinde baygın bakışlı, sarı saçları omzuna dökülen, güzel bir kadın olarak gösterilirdi. Sağ elinde bir buğday başağı, sol elinde de yanan bir meşale tutardı. Roma mitolojisinde ona Ceres denilirdi.

Efsaneye göre, Demeter'in bakireliyle övünmesine kızan Hera, Poseidon'nun aklına Demeter ile birlikte olma fikrini sokar. Demeter yanına gelen tanrı görünce bir kısrağa dönüşüp kaçmaya çalışır, ama Poseidonda bir aygıra dönüşüp onu yakalar ve birlikte olurlar. Bu birleşmeden Persephone doğar. Bir gün Persephone arkadasları ile tarlada çiçek toplarken çayır birden ikiye yarilir ve yeraltı tanrısı Hades, yeryüzüne çıkar. Aşık olduğu Persephone'u yeraltına kaçırır ve ona orada nar yedirir. Inanışa göre ölüler ülkesinde bir şey yiyen bir daha oradan çıkamaz. Demeter kızını aramak için yollara düşer ancak onu hicbiryerde bulamaz. Üzüntüsü öyle büyük olur ki hayata küser. Sonunda her şeyi gö­ren ve bilen güneş tanrısı Helios ona kızının yer altına kaçırıldığını söyler. Bunun üzerine Deme­ter Olympos’tan kaçar, yüreği sızlayarak ıs­sız bir yere çekilir. Onun küsmesiyle topra­ğın bereketi kalmaz, insanlar kıtlık tehlike­sine uğrarlar. Zeus onu barıştırma­ya çalışır, Hades’ten kızı geri vermesine.. Ancak Tanrı kadın yalvarmalara kulak vermez. Bütün yalvarmalarının boşa gittiğini gören Zeus, en sonunda Persephone’nin yılın üç­te ikisini yani çiçek açma ve meyve zamanı­nı, anası Demeter’in, geri kalan üçte birini, yani kışı da kocası Hades’in yanında geçir­mesini kararlaştırır. Böylelikle toprağa ye­niden bereket gelir. Persephone her yeryüzüne çıktığında, Demeter, yeryüzüne baharı getirir..

DİĞER TANRILAR

Bunların dışında, 12'lik Olimpiyan tanrılarından zaman zaman sayılan, zaman zamansa sayılmayan, ve sürekli olarak Olimpos'da bulunmayan 4 tanrı vardır:



Hades
Demeter
Dionysos
Hestia

Artemis

Artemis, Roma'daki adı Diana, Zeus ile Leto’nun kızı. Phoebe olarak da bilinir. Apollon’un ikiz kız kardeşi, vahşi doğa, avcılık ve ay tanrıçası. Ares'in dostu ve en büyük Yunan tanrıçalarından biridir.

Kardeşinden bir gün önce doğup Apollon’un doğumu sırasında annesine yardım etmiştir. Annesinin çektiği acıyı gören Artemis evlenmemeye ve bakire kalmaya yemin etmiştir. Delos adasında doğmuştur. Apollon güneşi,artemis ise ayı temsil eder; Apollon’a "Phoebos" (=parlak,ışıklı) denildiği gibi, Artemis’e de "Phoebe" denilirdi. Ikisi de yayla silahlanmıştır, oklar atarlar: oklar güneş ve ay ışınlarının sembolüdür. Artemis, güzel ,endamlı, ciddi yüzlü, tanrısal bir bakiredir. Saf ışık tanrıçası olarak afifliği sembolleştirir; kültünün kanunu olarak afifliğe, -erkek, kadın- duacıları riayet zorundaydı. Ona tapınan ve onun gibi dünya iptilasından uzak, dağlar, ormanlar arasında yaşayan Hippolyt, afiflik yüzünden helak olduğu zaman Artemis ona yüksek şerefler müjdeleyerek teselli vermiştir. Sonraları artemis adına türlü kültlere sapılmıştır. Bunlardan biri, Efes’de Artemis’e, bütün tabiatı dölleştiren ve göğsü sayısız memelerle örtülü bir tanrıça gibi düşünülerek tapınılmasından doğan kült idi. Artemis ve avcıları bakirelik yemini etmiştir Artemis de bütün avcıları 13-15 yaşlar arasında ölümsüz olarak sabitlemiştir. Satirler Artemis ve avcıların hayranıdırlar. Çünkü artemis hayvanları ve doğayı çok sevmektedir. Fakat hiçbir erkek veya satir asla Artemis ve avcılarına yaklaşamamaktadır. Artemis kendine yaklaşan erkekleri ya bir çeşit geyiğe yada tavşana çevirerek onları cezalandırmıştır. Artemis yunan ev ve orman tanrıçasıdır. Bunun yanında Artemis bakireliğini bir erkeğe verip gebe kalan kadınları okuyla öldürmüştür.

[değiştir] Artemis Mitleri
NiobeLydia kralı Tantalos'un kızıdır. Thebai kralı Amphionla evlanmiştir ve ondan birçok çocuğu olmuştur. Niobe çok fazla çocuğu olduğundan kendisini Tanrıça Leto'dan üstün görerek tanrıçayı aşağılamıştır. Bunun üzerine Leto'nun çocukları Artemis ve Apollon Niobe'nin çocuklarını oklarla öldürmüşlerdir. 6 erkek çocuğunu Apollon 6 kız çocuğunu Artemis öldürmüştür. Niobe bu acıya dayanamamıştır ve tanrı buyruğuyla taş olmuştur. Niobe efsaneyi doğrulayan bir biçimde taşa dönüşmüştür ve bugün Manisa'da kadın yüzü biçiminde bir kaya vardır. Bu kayanın göz yeri deliklerden su akar. Bu da gözü yaşlı Niobe'yi tasvir etmektedir.

Meleagros: Aitolia'nın Kalydon bölgesinin kralı Oineus ile Althaia'nın oğludur. Hasat bayramında bütün tanrılara kurban kestiği halde Artemis'i unutur. Kendine karşı saygısızlık olarak gören tanrıça Kalydon bölgesine korkunç bir domuz gönderir. Bu domuz tüm ekinleri mahvedince kıtlık başlar. Meleagros bu domuzu avlamaya kalkışır ancak çok zorlu bir canavar olduğu için yardımına çokça yiğit gelir. Komşuları Kuretler de gelir ve domuz öldürülür. Ancak kini geçmeyen Artemis bu defa Kuretler Aitolialar arasında av paylaşımıyla ilgili kavga çıkartır. Bir efsaneye göre Meleagros bu sırada dayılarını öldürdüğü için annesi onu lanetler ve Meleagros çekip gider. Bunu fırsat bilen Kuretler şehri yakıp yıkarlar. Herkes Meleagros'a ülkesine geri dönmesini söyler ve Melegros öfkesinden vazgeçip ülkesine gelir ve Kuretleri kovar. Bir başka anlatıma göre ise Meleagros domuzun postunu domuz avına katılan kız kahraman Atalante'ye vermek ister. Ancak bir kadının kendilerinden üstün tutulmasına avcılar karşı çıkar. Bu kargaşada Meleagros dayılarını öldürür. Bunun üzerine annesi Meleagros'un yaşamıyla ilgili olan odunu ateşe verip oğlunu öldürür.

İphigeneia: Babası Agamemnon av sırasında Tanrıça Artemis'in kutsal geyiklerinden birini öldürür. Bunun üzerine Artemis rüzgarları keser ve Troia Savaşı için giden filoları engeller. Artemis tek bir şartla rüzgarların yeniden esmesine izin verir: kızını Artemis adına kurban edecektir. En başta buna yanaşmayan Agamemnon daha sonra ülkenin çıkarları için kabul eder. Kızını kurban etmek için bir sunağın üzerine koyar ve bıçağı boğazına yaklaştırır; ama kıza acıyan Artemis kızı havaya kaldırır ve onun yerine bir geyik koyar.

Orion Artemis genç ve yakışıklı olan bu avcıya aşık olur ve evlenmeme kararından bile vazgeçer. Fakat Apollon kardeşinin bu avcıyla evlenmesini istemez ve Artemis'i vazgeçirmeye çalışır; ancak Artemis vazgeçmek yerine daha çok bağlanır. bunun üzerine Apollun hile yoluyla avcıyı ortadan kaldırmak ister. birgün Orion yüzerken Apollon Artemis'i Orion'un başı küçük bir nokta kalıncaya kadar uzak bir yere götürür ve o hedefi vurup vuramayacağını sorar. Avcı tanrıça heyecanlanır ve okunu hedefe gönderir. Daha sonra onun Orion olduğunu anladığında çok üzülür ve babası Zeus'tan onu bir takımyıldızı olarak gökyüzne almasını ister ve böyleyece Zeus kızının isteğini yerine getirir.

Aktaion: Thebialı bir avcıdır. Çoban Aristaios ile Autonoe'nin oğludur. Çok yaman bir avcı olduktan sonra gurura kapılıp kendini Artemis'ten daha üstün görür. Birgün tanrıçayı derede yıkanırken çıplak görür. Artemis bu kadar saygısızlığı kabullenemeyerek Aktaion'u geyiğe çevirir ve Aktaion'un elli köpeğini üstüne salar. Köpekler efendilerini parçadıklarını anlamadıkları için uluyarak Aktaion'u ararlar. Böylece Kheiro'un mağarasına kadar gelirler. Kheiron da köpekleri sakinleştirebilmek için Aktaion'un bir heykelini yapar.

[değiştir] Artemis Kültleri
Efes Artemisi, Yunan ve Latin mitolojisinde bakireliğin sembolü olmasına rağmen, Anadoluda Efes'te, Artemis doğurkanlığın ve bereketin sembolü olan bir ana tanrıçayı simgeler. Yay taşımaz, Frig Kibelesiyle özdeştirilir.

Athena

Athena, Yunan mitolojisinde akıl, sanat, strateji, barış tanrıçasıdır. Roma mitolojisinde Minerva diye anılır. Babası Tanrıların başı Zeus, annesi ise Zeus'un ilk karısı olan Hikmet Tanrıçası Metis' tir. Sembolleri, kalkan, mızrak, zeytin dalı ve baykuştur. Mızrak savaşı, zeytin dalı barışı, baykuş da bilgeliği temsil eder. Athena, Atina kentinin baş tanrıçası ve koruyucusudur, kent ismini de ondan almıştır. Athena ve sembolize ettiği karekterler birçok kültürde benzer formlarda bulunur. Athena ayrıca Troya savaşında Akhaların yardımına koşup tahta atın yapılmasına yardım etmiştir. Athena özel bir kalkan taşır. Bu kalkan Aegis olarak isimlendirilmiştir. Kalkanın üzerinde, değişik süslemelerle birlikte Medusa'nın başının resmi bulunur. Bu kalkanın önünde en güçlü ordular bile bozguna uğrar.

Temel özellikleri kentle ilgili olan Athena birçok bakımdan Kır Tanrıçası Artemis'in karşıtıdır. Athena'nın Yunan uygarlığı öncesinden gelen bir tanrıça olduğu ve daha sonra Yunanlılarca benimsendiği sanılır. Ama Yunan ekonomisi, Minos uygarlığından farklı olarak önemli ölçüde askerî temele dayandığı için, Athena başlangıçtaki evcil işlevlerini korumakla birlikte giderek bir Savaş Tanrıçası'na dönüşmüştür


Athena'nın doğumu
Yunan mitolojisindeki en garip doğumlardan biri Athena'nın doğumudur. Athena Merkür gezegeninin ve 4. güne hükmeden, aynı zamanda bilgelik ve zeka sahibi bir titan olan Metis'in kızıdır. Diğer titanlara göre Metis erken kuşak bir titandı. Zeus zamanla gücünü ortaya koymaya başladığında Metis ile yakınlık kurmaya başladı. Zeus, babası Kronos gibi çocuklarından birinin isyanı ile tahtından olacağı korkusuna kapılıp ve aynı zamanda da eğer bir doğum gerçekleşirse Metis'in kendisine üstünlük sağlayacağı endişesiyle ilk karısı olan Metis'i yutar. Fakat Zeus Metis'i yuttuğunda Metis zaten Athena'ya hamile kalmıştı. Zeus'un kafasında hergün daha fazla büyüyen bir şişlik vardı. Metis Athena'yı Zeus'un kafasının içinde doğurdu, O'nu yetiştirdi ve kendisine mızrak ve kalkanını verdi. Karısını yuttuktan sonra bu şişlik yüzünden korkunç baş ağrıları çeken Zeus bir gün yanına Hephaistos'u çağırır. Zeus Hephaistos'a, en güçlü balyozunu alıp gelmesini ister. Hephaistos bir koşu tanrıların tanrısının isteğini yerine getirir. "Şimdi de en güçlü vuruşunu kafama göm!" der Zeus. Yıldırımların efendisinin bu isteğinden çekinir ateş tanrısı. Daha önce Zeus'un nefretini acı bir tecrübeyle tatmıştır çünkü, kafama neden vurdun diyerek nefret kusmasından korkar. Zeus, demirci tanrısının kafasına vurması için tehditler yağdırır. Ne yapacağını şaşıran Hephaistos korkuyla karışık tüm gücünü kullanarak balyozuyla Zeus'un kafasına vurur. İşte o anda Athena miğferi ve zırhı ile tam takım babasının başından fırlar ve derki " Ben Pallas Athena. Diğer Tanrılardan saygı görmek istiyorum.".

[değiştir] Atina Şehrinin Kuruluşu
Atina şehri yeni kurulmaktadır ve şehrin tanrısı kim olacağı söz konusu olur. Bütün Olimpos tanrıları bir araya gelirler. Çeşitli yarışmalar sonucunda iki tanrı kalır. Bu iki tanrı Poseidon ile Athenadır. Jüri tanrılar bu şehre en büyük hediyeyi verecek olanı şehrin tanrısı seçeceklerini belirtirler. İlk olarak kendinden emin Poseidon öne çıkar. Üç başlı mızrağını yere vurur ve yer yarılarak bir at ortaya çıkar. Poseidon atı herkese göstererek "Bu evcil bir attır, insanı yorulmadan istediği her yere götürür, onun yüklerini taşır." der. Bütün tanrılar büyülenmiştir bu hayvan karşısında. Athena ise küçük bir gülücük atar ve ünlü mızrağını yere saplar. Mızrağın saplandığı yerden bir filiz çıkar ve büyür büyür çok güzel bir zeytin ağacı olur. "Bu da zeytin ağacıdır. Meyvesi olan zeytinin saymakla bitmeyen özellikleri vardır. Zeytini insanlar yiyebilirler, yemeklerine katabilirler. Yağını yapıp, yakarlar, geceleri aydınlatırlar. Yemeklere dökerler, çok güzel lezzetler elde ederler. Aynı zamanda bozulmaz, ve bozulmasını istemedikleri yiyecekleri saklarlar. Ve böyle faydaları daha da sayılabilir." der zeki tanrıça. Bütün tanrılar bakakalmıştır bu ağaca. Hepsi tebrik eder Athena'yı, artık şehir ona aittir. Şehrin ismine de Atina denecektir bundan sonra. Poseidon ise, belki de bir tanrıçaya yenilmekten, tüm siniriyle üç başlı mızrağını dağa fırlatır. Dağa saplanır mızrak, hala mızrağın izinin orda olduğu söylenir. Ayrıca Athena'nın o meşhur ağacının da Atina'daki akropoliste portikonun yanında duran zeytin ağacı olduğuna inanılır.

[değiştir] Athena Parthenos: Bakire Athena
Athena'nın hiç yoldaşı, sevdiği olmamıştır. İşte bu yüzden Athena Parthenos yani "Bakire Athena" olarak da anılır. Atina'daki ünlü Parthenon Tapınağı da ismini buradan alır. Bu Athena'nın sadece bakireliği ile ilgili bir gözlem değildir, fakat O'nun cinsel mütevaziliğin ve tanrısal gizemin daimi koruyucusu olduğu rolünün bir doğrulamasıdır. Üstlendiği bu rol Athena hakkında birçok hikayenin de doğmasına yol açmıştır. Marinus'un anlattığına göre Hristiyanlar Parthenon'dan Athena'nın heykelini kaldırır. Ardından Proclus'a ki kendisi fanatik derecede Athena'ya düşkündür; rüyasında bir Atinalı kadının O'nunla yaşamak istediğini söylediğini bize anlatmıştır.

Apollon

Apollon(Latince:Apollo), mitolojide müziğin, sanatların ve şiirin tanrısıdır. Ayrıca kehanet yapan, bilici tanrıdır.Aynı zamanda kimin ağzına tükürürse onun geleceği göreme yeteneği olur(Kassandra). Zeus ve Leto'nun oğlu, Artemis'in ikiz kardeşidir.

Altın bir lir çalar ( Bu lir düşüncesi Hermes'in tanrısal gücüyle ikiye ayırdığı inek bağırsağını ,kaplumbağa kabuğuna bağlamasıdır. ). Gümüş yayıyla oku en uzağa o atabilir; okların tanrısıdır. Tıbbı insanlara o öğretmiştir; hekimliğin tanrısıdır. Asla yalan söylemez; ışığın ve gerçeğin tanrısıdır. Kutsal ağacı defne, hayvanları yunus, atmaca, kuğu ve kargadır. Lakapları "okçu", "Likya'lı" ve Latince'de yırtıcı kuşlara ilişkin olarak kullanılan, "yırtıcı" anlamına gelen "Vulturus"dur. Olymposluları altın liriyle eğlendiren, çok uzaklara ok atabilen, hastaları iyileştiren, iyileştirme sanatını hastalara ilk öğreten gümüş yayın efendisi okçu Tanrı olarak Yunan şiirlerine geçmiştir. Aynı güneş ışınları gibi Apollon'un okları da hem hasta edici hem de iyileştiricidir. Bu yüzden güneşle de özdeşleştirilmiştir.

Kutsal ağacının defne olmasının nedeni, nehir perisinin kızı Daphne'dir. Apollon Daphne adlı nympheye hayrandır. Fakat Daphne, bakire kalmaya yemin etmiştir. Peşine düşen Apollon'dan kaçabilmek için Artemis'ten kendisini saklamasını ister ve orada bir defne ağacına dönüştürülür.

Orfe öğretisinde sezgi, ilham ve vicdanın sembolü olan Apollon'dan Yunan mitolojisinde sık sık “Lykya’lı olarak söz edilir. (Likyalı sıfatının kökeni Luvi dilinde ışık anlamına gelen, kurt anlamındaki “lyk” sözcüğüdür ki, sözcük Latincede lux biçimine dönüşmüştür. Apollon adının aslı, bir iddiaya göre, Etrüsk dilinde bir ilahı belirtmek üzere kullanılan Aplu, Apulu, ya da Aplum adıdır. mitolojisinde Apollon'un yaptığı sayısız işlerden bazıları şunlardır:

Apollon, adını Pythia adlı kahinelere verecek olan Python ejderini bir mağarada ya da yeraltı yarığında öldürür ve öldürdüğü yerde Trakyalı Orfe Delf inisiyasyonunu başlatır.
Zagreus’un kemiklerini Apollon Delf’e gömer: Zeus’un buyruğu üzerine musaların (müzler) yardımıyla Zagreus’un parçalarını bir araya getirir. dünya’nın merkezi yakınına gömer.
Hermes’e sihirli bir altın asa verir. Hermes ateş çıkartabildiği bu asa sayesinde habercilerin efendisi olur.

Afrodit

Aphrodite veya Afrodit (Yunanca Ἀφροδίτη) Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası. Roma mitolojisindeki ismi Venüs'tür.

Afrodit'in üzerine iki efsane vardır. Hesiodos Theogonia’da bu tanrıçanın denizin köpüklü dalgalarından doğduğunu söylerken, Homeros tanrıçanın Zeus ile Okenos kızı Dione'den doğduğunu söyler.

Aphrodite altın sıfatıyla çoğu yerde karşımıza çıkar. Tanrıça için çoğunlukla kulanılan sıfatlar işveli, cilveli ve gönül alıcıdır. Sevgiyi, sevişmeyi simgeleyen tanrıça, çoğu yerde oğlu Eros ile görünmektedir. Ancak Eros Hesiodos’a göre oğlu değildir ve Afrodit'in alayına daha sonra katılmıştır. Bunun yanı sıra tanrıçanın alayında güzelliği, zerafeti ve bereketi simgeleyen Kharitler, Horalar ve Hymenaios yer almaktadır.

Birçok efsanede yer alan Aphrodite’nin kocası Hephaistos’tur ve tanrıça kocasını Ares ile aldatır. Ayrıca Hermes ile sevişmesinden Hermaphroditos doğar. Bunun yanı sıra Adonis ve Ankhises ile ilişkileri vardır. Ayrıca Kaz Dağı'ndaki üç güzeller efsanesinde Paris tarafından seçilen tanrıçadır. Roma Döneminde kullanılan adı ise Venüs'tür.

Hephaistos

Hephaistos, Yunan mitolojisinde Zeus ile Hera'nın oğlu, Afrodit ve Kharis'in eşi. Tanrılar ve kahramanlar için demircilik zanaatıyla uğraşarak silahlar ve zırhlar üreten ateşlar tanrısı.

Hephaistos, zanaatkarlar tarafından Athena ile birlikte mesleklerin piri ve koruyucusu olarak kabul edilen bir ateş tanrısıdır. Tarımı, uygarlığı ve şehir hayatını korur. Anadolu kökenli tanrılardan biri olan Hephaistos, özellikle sönmüş bir yanardağ olarak saygı görmüş, sonraları yanardağların içinde çalıştığına inanılmaya başlamıştır.

Zeus'la Hera'nın oğlu olarak bilinmesine rağmen, Zeus'un annesi Metis, hamileyken kendisinden daha güçlü bir çocuk doğurmasından korkup onu yutması ve bunun sonucunda da Athena'yı başından doğurmasına karşılık Hera'nın da Hephaistos'u tek başına doğurduğu da söylenmektedir.

Hephaistos, tanrıların en çirkinidir. İki ayağı da topaldır. Homeros'un İlyada'sında bunun sebebi iki şekilde açıklanır. Birinciye göre babası Zeus, Hera ile kavga ederken Hephaistos annesinin tarafını tutmuş, buna kızan Zeus oğlunu Lemnos (Limni) adasına fırlatmış ve Hephaistos bu yüzden sakat kalmıştır. İkinci efsaneye göre Hephaistos sakat doğmuş, bu durumdan utanan annesi onu Olympos'tan aşağı fırlatmış ve Hephaistos'u nereidler ve Thetis büyütmüştür. Hephaistos'la Hera hiçbir zaman birbirlerini sevmemişlerdir. Yunan mitolojisinde ise Hera, Hephaistos'u kendi başına oluşturmuş ve doğurmuştur. Fakat bebeği ayaklarını topal kendisinin çirkin olduğunu görünce ve bütün Tanrılar onla alay edince, Hephaistos'u Olimpos Dağı'ndan atmıştır.

Tanrıların arasında en çirkin olan olmasına rağmen, hem onlar hem de insanlar arasında en sevilen tanrıdır. Olimpos'taki görkemli saraylar onun elinden çıkmıştır. Tanrılar ve kahramanlar için en güzel silahları yapmıştır. Zeus'un emriyle insanları cezalandırmak için gönderilen ilk kadın Pandora onun eseridir. Hephaistos, İlyada'da Kharis (zerafet, neşe ve sevinci temsil eden tanrıçalardan biri) ile evlidir.

Hephaistos hakkında anlatılan bir mitte de Hephaistos'un Olimpos'a çıkma hikayesi şöyle anlatılır; Hephaistos annesi için bir taht yaptırmıştı. O aralar Hera Hephaistos'un hayatta olduğunu bilmiyordu. Hephaistos ona bu tahtı verirken saygılarını sunarak üzerine "sevgili annem hera'ya-oğlu Hephaistos'tan" diye yazdı ve annesine kendisini tanıttı. Hera o gün bu tahtta yedi içti ve gülüştü. Kalkmaya çalışırken demirlerin elini ve ayağını kıskıvrak tuttuğunu gördü. Giden tanrılara seslendi. Bazı tanrılar onu duydu ve yanına geldi ve olanları görünce Zeus'a haber verdiler. Sonra şarap tanrısı Hephaistos'un yanına gitti ve onu sarhoş edip geri getirdi. Zeus ona Hera'yı kurtarmasını emretti. Hephaistos annesini affetti. Sabah uyandığı zaman kendini Olimpos'ta buldu. Artık o da Olimpos'taki bir tanrıydı. Zeus onun isteğini kabul etmişti. Daha sonra Afrodit'le evlendi. Bu Hephaistos'un ikinci isteğiydi. Böylece tanrılar yine eski huzuruna kavuştular.

Hermes

Hermes, (Yunanca ʽἙρμῆς ) Zeus ve Maia'nın oğludur. Zeus'un habercisidir. Tanrıların en kurnazı sayılır. Tanrıların en hızlısıdır. Bir de büyülü değnek taşır. Üstün nitelikleri olan Hermes, efsaneye göre daha bir günlükken ayağa kalkar, beşiğinden çıkar, kaplumbağa kabuğundan yaptığı bir liri çalıp ondan çıkan seslerle eğlenir. Bir gün kırlarda dolaşırken tanrı Apollon'un koruması altındaki inekleri çalar. Apollon olayı öğrenince çok kızar; cezalandırılması için Hermes'i kolundan tutup Zeus'a götürür. Ne var ki, Hermes'in lirinden çıkan sesler Zeus'u da ve Apollon'u da büyüler. Zeus, cezalandırcağı yerde Hermes'e kanatlı bir başlıkla bir çift ayakkabı vererek onu tanrıların habercisi yapar. Haberci Hermes ölülerin ruhlarını yeraltına götürür; çobanlarla, yolunu şaşıran yolculara kılavuzluk eder. Yaşlı Kral Priamos'u, Hektor'un ölüsünü almak için Aşil'in barınağına götüren de odur. Hermes'in İo efsanesinde de önemli bir görev üstlendiği görülür. Zeus, sevgilisi Superisi İo'yu kıskanç karısı Hera'dan kurtarmak için, onu ineğe dönüştürür. Hera ineği armağan olarak ister ve alır. Kocasının kendisini aldattığından kuşkulandığı için, başına da bekçi olarak 100 gözlü canavar Argos'u diker. Argos uyurken bile birkaç gözü açık kaldığından, her şeyi görür. Bu yüzden ona yanaşmak çok tehlikelidir. İo'nun kurtarılması için Zeus, Hermes'i görevlendirir. Hermes canavarın yanına oturarak eline lirini alıp tatlı tatlı çalmaya başlar. Bu hoş müzikle Argos'un gözlerinin tümü ağır ağır kapanır, giderek derin bir uykuya dalar. Hermes de uyuyan canavarın kafasını keser.

Çevik haberci Hermes tüm atletlerin koruyucusu olduğu gibi akıllı ve kurnaz olduğu için hırsızların, kumarbazların ve tüccarların da koruyucusudur. Liri, kavalı, notaları, astronomiyi, ölçü birimlerini ve sporu icat etmiştir.

Müslüman düşünürlerin çoğu Hermes'in Hz. İdris olduğu kanaatindedirler.Hermes veya Hz. İdris geleneği Babil,Mısır ve Yunan düşüncelerinin temeli olmakla birlikte İslam Düşüncesi'nin de temelini oluşturan yabancı kaynaklardan sayılır.(İslam Düşünce Tarihi Ders Kitabı;BAYRAKDAR,Mehmet;s.8;1999).

Mitolojistlerce eril öğenin temsilcisi olarak kabul edilir. Çocukları, Pan, Eros, Hermaphroditus, Priapos, Tyche, Abderus ve Autolycus'dur.

Hera

Yunan mitolojisinde Zeus'un eşi ve ablası olan tanrıçadır.Hera evlilik,kadınlık ve miras tanrıçasıdır. Babası Titanlardan Kronus, annesi Rheiadır. Olympos tanrıları arasında kraliçe vasfına sahiptir ve Evlilik Kraliçesi olarak anılır.Mitolojiye göre onun sütünden içen bebek(insan) tanrısallaştırılmış sayılırdı ve ölümsüzleştirilirdi. Eski inanca göre doğum sırasında kadınların ve evliliklerin koruyucusudur. Mitolojide en güçlü, en cesur ve ikinci en güzel tanrıça olarak nitelendirilir.Hatta Hera Afroditten sonra en güzel tanrıça olduğunu bildiği halde kendisine aşık olan erkekleri hep reddetmiş, kendisini hep Zeus'a sunmuştur. Simgeleri nar, zambak, inek ve en önemlisi tavus kuşudur. Çok kıskanç bir tanrıçadır, Zeus'la ilişkisi olduğunu bildiği Kallisto'u ayı, İo'yu bir ineğe çevirmiştir. Zeus Hera'yı aldattığı için Hera tarafından defalarca cezalandırılır. Ama Zeus'u etkilemediği aşikardır.

Zeus baştanrı ve Hera baştanrıça olarak bilinir.

Bazı kaynaklara göre de Hera, Zeus'la evlenmiş ve tüm koşullara karşın Zeus'la iyi geçinerek ve zorluklarla baş ederek dünyaya evliliğin kutsallığını göstermiştir.

Hera çok yönlü bir tanrıçadır. Baharla ilişkilendirilir. Aynı zamanda Zeus'u kutsal evliliğe ikna etmiştir. Bu yüzden çetin ceviz olarak da bahsedilir. Ayrıca önemli bir bilgiye göre Heusha adında bir çocukları vardır. Zeus Hera'yı aldatınca (Hera çok kıskanç olduğu için) Zeus'u cezalandırır ve onu boğaya çevirir. Ayrıca Hephaistos ve Ares adında iki Hera'nın çocuklarıdır.

Hades

Hades Yunan mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Zeus,yeryüzünün hakimiyetini kardeşleri arasında paylaşırken Zeus'a gökyüzü, Poseidon'a denizler ve Hades'e yeraltı düşer. O artık ölüler ülkesi tanrısıdır, korkunç bir tanrıdır ancak kötü değildir. Yer altının tüm hazineleri Hades'in olduğu için Romalılar onun adını Pluton olarak değiştirmiştir. Karısı, Demeter ve Zeus'un kızı Persephone'dir.

Kelime anlamı olarak "Hades" görünmez manasına gelmektedir. Onu görünmez yapan bir miğferi vardır. Yeraltı zenginliklerinin sahibidir, yerden çıkan değerli metaller onu bolluk çokluk ve servet tanrısı yapmıştır. Acımasız ve hatta korkunçtur; ama sözünden dönmez ve birçok tanrının aksine kaprisli bir tanrı değildir. Mitolojik öykülerde adı çokça yer almamaktadır. Bilinen en önemli öyküsü karısı Persephone'yi kaçırması ile ilgili olandır. Ancak Hades'in en önemli sıfatı, ölümün tanrısıdır. (Ölüm de başlıbaşına bir tanrıdır: Thanatos)

Hades aynı zamanda ölüler ülkesinin de adıdır. Hades ülkesi Asphodel, Tartaros ve Elysium olmak üzere üçe ayrılır. Ölen insanlar, fani yaşamlarında iyilerse Elysium'da, ne kötü,ne de iyilerse Asphodel'de yaşamlarını sürdürürler. Zeus ve Olimpos tanrılarının düşmanları, katiller vb. kişiler ise ceza olarak Tartaros'a atılırlar.

Enteresandır ki, Hades'in yeraltı ülkesine yaşayanlar da ölmeden geçebilmektedir. Ancak diyarın girişini üç kafalı şeytani bir köpek olan Cerberus korur. Herkes o köpeğin dehşetinden korkar ve kimse o kapıyı geçemez. Herkül bir macerasında bu köpekle yüzleşmeye gider.

Hades her ne kadar birçok zenginliğe sahip olsa da ortalıklarda pek gezinmez, övünmez, konuşmaz, kendi yeraltı ülkesinde oturmayı tercih eder. Çünkü sahibi olduğu yeraltı ülkesi o kadar çirkin bir ülkedir ki, efendisi sürekli saklanır. Bir keresinde Poseidon, Hades'i utandırmak için üç başlı mızrağını yere saplar ve yeryüzü boydan boya yarılarak Hades'in çirkin yeraltı ülkesi meydana çıkar. Az utanıp sinirlenmemiştir Hades.

poseidon

Poseidon (Ποσειδῶν), Yunan Mitolojisi'nde denizler, depremler ve atlar tanrısı. Kronos ile Rheia'nın oğlu. Zeus ile Hades'in kardeşi. Roma mitolojisi`nde Neptün (Neptunus) olarak bilinir. En önemli silahı üç dişli bir yabadır ve bu yabayı yere vurduğunda depremler meydana gelir. Posedon hırs ve gücü temsil eder. Posedon'un hırsı Atlantis'in yok olmasına sebep olmuştur. Bunun nedeni ise dünyanın en mükemmel şehrini inşa etme arzusudur.

Poseidon Dor'ların göçlerinden önce Peloponnesos ile Boiotia'da saygı görürdü. Üç dişli yabası ile denizleri allak bullak eder, karaları sarsar, depremler yollardı. Bunun için Poseidon'a Enosikhthon ile Gaeiokhos (yerin altında yürüyen) de denir. Ayrıca atların da tanrısıydı; En eski efsanelerde sık sık at şeklinde tasvir edilir. Pegasus, Poseidon ile zorla sahip olduğu Medusa'nın çocuğudur. Poseidon Şerefine tertiplenen araba yarışları içinde, Korinthos'ta yapılan İsthmia yarışarı en meşhurlarıdır. Atina'da ki Erekhteion'da, Posedon'la Athena arasında ki yarışın izleri görülür; Posedon, üç dişli asasını vurunca kaya da koca bir yarık açılmıştır.Zeus'un kızı olan Athenaya Atinada yenilmiştir.

Ailesi
Yüceliğine uygun bir şekilde, Zeus'un kardeşi olan Poseidon, Amphitrite ile evlenmiştir. Amphitrite deniz dibi tanrıçasıdır. Poseidon'un oğullarından biri Amykos'tur. Bebryklerin kralıdır. Ülkesinin kıyılarına gelen yabancıları yumruk dövüşlerine zorlar,yenilenleri öldürür. Argonautlar, Bebryk'ler iline geldiklerinde Amykos Pplydeukes'e yenilir ve artık tehlikesiz bir hale gelir. Posedon'un bir diğer oğlu Kyknos'tur. Akhilleus tarafından Troya önlerinde öldürülmüş ve babası tarafından kuğuya dönüştürülmüştür. Babası Titan Kronostur. Zeus'u tahttan indirirken diğer tanrı ve tanrıçalardan yardım almıştır. Zeus'u altın ağla yakalamışlardır. Fakat Zeus bu ağdan kurtulmayı basarmıştır. ayrıca Polyphemus adında bir oğlu vardır. fakat bu oğul cylops'un daha büyüğü ve onlarında kahramanıdır.

zeus

Zeus, eski Yunan mitolojisinde tanrıların kralı, en güçlü ve önemli tanrıdır.

Gökyüzünün, şimşek ve gökgürültülerinin tanrısıdır. Çoğu zaman elinde bir şimşek ile resmedilmiştir. Bereket ile özdeşleşmiştir, yağmur ondan beklenir. Titan Kronus'un ve eşi Rheia'nın oğludur.
Tanrıça Hera'nın kocasıdır. Simgesi şimşeğin yanında boğa, kartal ve meşe ağacıdır. Aynı zamanda tanrıların kralı olduğu için taht ve asa ile de sık sık betimlenir.

En bilinen özelliklerinden biri çapkın oluşudur. İstediği her şeyin şekline girebilen Zeus'un Leda için kuğu, Europa için boğa oluşu kudretine en iyi örnektir. Ölümlü ölümsüz herkese aşık olabilen tanrıların tanrısı Zeus'un gözdesi Ganimedes adlı bir çobandır. Çapkınlığı yüzünden eşi Hera tarafından sürekli takip ettirilmektedir.

Doğumu
Rheia, Zeus'u Kronus'un yutmasını engellemek için, Girit'te İda Dağında bir mağarada doğurmuş ve Amaltheia'ya bırakmıştır. Kocasına ise bir kaya parçasını Zeus diye yutturmuştur. Zeus büyüdüğünde, doğan bütün çocuklarını yutan babası, Kronus'u yenerek, kardeşleri Poseidon ile Hades'i kurtarmış ve Olimpos'un kralı, kural koyucusu olmuştur. Olimpos dağında oturur.

Tanrıçalarla evlilikler
Metis: Athena
Themis: Hora'lar ve Moira'lar
Dione: Aphrodite
Eurynome: Kharis 'ler
Mnemosyne: Musa'lar
Leto: Apollon, Artemis
Demeter: Persephone
Hera: Ares, Hebe, Eileithya (Hephaistos)
[değiştir] Kadınlarla evlilikleri
Alkhemene: Herakles
Antiope: Amphion, Zethos
Kallistro: Arkas
Danae: Perseus
Aigina: Aiaskos
Elektra: Dardanos, lasion, Harmonia
Europa: Minos, Rhadamanthys
İo: Epaphos
Leda: Helena, Dioskur'lar
Maia: Hermes
Niobe: Argos,Pelasgos
Pluto: Tantalos
Semele: Dionysos
Taygere: Lakedaimon
laodamia:sarpedion